Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, 5G’ye yerli unsurlarla geçiş için şartların yeterince olgunlaşması gerektiğini belirterek, “İhaleyi öne alarak 5G’yi olması gereken zamandan önce erken doğum haline getirmemeliyiz. İhale ile yerli 5G ekosisteminin üretimi ve nihayete ermiş olması birbirine yakınlaşmalı, dolayısıyla ihaleyi biraz daha geciktirerek yapmanın daha makul olabileceğini düşüyoruz.” dedi.
Temmuz ayında gerçekleştirilen “Türkiye’nin 5G Yolculuğu” başlıklı etkinlikte Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu tarafından 5G ihalesinin 2023’te yapılacağının açıklanmasının ardından konuya ilişkin çalışmalar hızlandı.
Bu çerçevede Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, Türkiye’nin 5G hazırlıkları, ihale süreci, yerlilik ve milliliğin 5G’deki önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türk Telekom’un yıllardır Türkiye’nin dijital dönüşümü için yatırım yaptığını anımsatan Önal, yerli ve milli teknolojilerin toplumlar için öneminin altını çizdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu’nun 5G ihalesiyle ilgili kesin bir tarih vermemekle birlikte, 2023 yılını işaret ettiğini hatırlatan Önal, şunları söyledi:
“5G’ye yerli unsurlarla geçiş için şartların yeterince olgunlaşmış olması gerekiyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde yerlilik anlamında istenen noktaya gelebilecek seviyede olduğumuzu düşünüyorum ama konuşmamız gereken şey, yerli ekosistemin büyütülmesi ve ihale ile kullanım arasındaki süre. İhaleyi öne alarak 5G’yi olması gereken zamandan önce erken doğum haline getirmemeliyiz.
İhale ile yerli 5G ekosisteminin üretimi ve nihayete ermiş olması birbirine yakınlaşmalı, dolayısıyla ihaleyi biraz daha geciktirerek yapmanın daha makul olabileceğini düşüyoruz. Elektronik haberleşme şebekelerimizde yerli ve milli donanım ve yazılımların kullanılması, hem cari açığın azaltılması hem de ülkemizin milli savunma ve güvenlik dış politikaları açısından büyük önem arz ediyor.
Teknolojide dışa bağımlılığı azaltacak her tür çalışmayı milli görev olarak görüyoruz ve görmemiz gerekiyor. Bu ülkenin evlatları olarak, yerli 5G teknolojisini Türkiye’nin ve dünyanın hizmetine sunabilecek güçte olduğumuza inanıyoruz. Tüm bu ekosistemi kurma ve geliştirme noktasında Türk mühendislerinin ve yerli teknoloji girişimlerinin ciddi çalışmaları var. Biz de grup şirketlerimizle beraber bu çalışmaların merkezinde yer alıyoruz. Yani bu konuda zaten belli bir yol alınmış durumda.”
“Birkaç yılı aşmayacak bir sürede, büyük ölçüde yerlileşmiş bir 5G gerçekleşebilir”
Yerli 5G baz istasyonunun da üretilmesiyle birlikte, 5G’ye geçiş için yeterli olgunluğa erişileceğini dile getiren Önal, birkaç yılı aşmayacak bir zaman diliminde büyük ölçüde yerlileşmiş bir 5G’nin gerçekleştirilebileceğini söyledi.
Önal, “İhalenin yapılmış olması ile kullanımını birbirinden ayırmak gerek. 5G’ye hazır olmakla 5’in kullanımına geçmek arasında da bir fark var. Operatörlerin bu konuda kendi içinde bir fikir birliği yok.” dedi.
İhale süreci hakkında bilgi veren Ümit Önal, ihale tarihine yönelik operatörler arasındaki farklı yorumların nedenine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Biz kendi adımıza, ülkemizin 5G’ye, mümkün olan en hızlı sürede, mümkün olabildiğince yerli unsurlar ve yerli teknoloji ile geçmesi için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ayrıca bakanlığımıza 5G’ye yerli unsurlarla geçiş konusunda da tam destek veriyoruz. Farklı görüşleri şöyle izah etmeye çalışayım; biz vaktinde 4.5G ihalesinde abonelerimizin gelecek dönem ihtiyaçlarını da öngörerek abone başına en yüksek spektrumu alan işletmeci olduk. Geniş spektrum sahipliğimizin yanı sıra, bir yandan da fiber yatırımlarımızı hızlandırarak Türkiye’nin altyapıdaki fiberleşme oranını yüzde 93’ler seviyesine çıkardık. Mobil altyapımızı fiber ile destekledik.
Bugün LTE baz istasyonlarımızın neredeyse yarısı, yüzde 43’ü fiber ile bağlı durumda. Bunun sonucunda bugün başka ülkelerde 5G adı altında verilen hizmetin de ötesinde bir hız sunuyoruz. Dün 4.5G ihalesinde yeterli genişlikte spektrum almayanlar, bugünün şartlarında hız-kalite sorunları yaşıyorsa, bir an önce 5G ihalesi yapılmasını, spektrumlarının genişlemesini, böylece mevcut trafiklerini taşımak istiyor olabilirler. Aslında durum bundan ibaret.”
“5G ile ilgili kesinlikle gecikildiğini düşünmüyorum, olgunlaşma süresi kayıp ya da gecikme değil”
Önal, 5G’nin olmazsa olmazı yerlilik ve millilik için Ulaştırma Bakanlığı’nın önemli bir irade ortaya koyduğunu, bu anlamda çalışmaların bu bakış açısıyla yürüdüğünü aktardı.
Bu iradeden sonra doğru modelin “Babayiğitleri bir araya toplamak” olduğunu dile getiren Önal, şu değerlendirmelerde bulundu:
“5G’nin yerli ve milli unsurlarla hayata geçirilmesi hem ülkemiz hem de sektörümüz için çok daha iyi olacak. Bunun için de yerlilik oranının, şartların ve ekosistemin biraz daha olgunlaşması gerek. Diğer yandan konuyu son kullanıcı açısından da düşünmek gerek. Mesela, bugün 5G’ye geçsek bireysel olarak kaçımızın elinde 5G destekli mobil cihaz var, kaçımız bu teknolojiyi hemen kullanabilecek durumdayız? Bunları iyi analiz etmek de önemli. Endüstrileri de 5G’ye hazırlamamız gerek. ‘Gecikmiş olma’ kavramı üzerinde durulması gereken bir kavram ama gecikmiş gibi sunulan şeyin daha olgunlaşmamış bir teknolojiye yatırım yapmanın yanında getireceği bazı avantajlar da olabilir.
5G ile ilgili kesinlikle gecikildiğini düşünmüyorum. Yatırımlar ve bu yatırımların geri dönüşleri ile ilgili baktığımızda, bu yolculuğa erken çıkanların hikayelerinde, olgunlaşma yolculuğunun, biraz daha beklemenin, kayıp ya da gecikme olmadığını net şekilde görüyoruz ama artık yerlilik bakış açısıyla gaza basma zamanı. Buradaki en önemli sac ayağı yerlilik. 5G mimarisi itibarıyla yazılım tabanlı bir ağ olduğu için burada fırsatlar var, bunu kaçırmamamız lazım.”
Bu çerçevede Türk Telekom’un yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Önal, öncelikle yerli firmalarla, Türkiye’nin gelişimine destek olunabileceğini, bunun için de aralıksız çalıştıklarını dile getirdi.
“Sistemlerin yerli ve milli olması, ulusal güvenliğimiz açısından da son derece önemli”
Önal, 5G teknolojisinin doğru zamanlama ve şartlar ile uygulamaya alınmasının tüketiciler, sektör ve 5G’den beklenen toplam faydanın sağlanabilmesi açısından büyük önem taşıdığını anlattı.
“Bunun için yeterli miktarda yerli ürün arzı oluşması, standartların olgunlaşması, şebeke ekipmanı ve son kullanıcı cihazı sayısının artması ve yatırımların sürdürülebilirliği açısından uygun ortamın oluşması, en kritik konuları oluşturuyor. Özellikle 5G baz istasyonlarında kullanılan elektronik bileşenlerin ve bunları kontrol eden sistemlerin yerli ve milli olması, ulusal güvenliğimiz açısından da son derece önemli.” diyen Ümit Önal, 5G’nin asıl taşıyıcısı olan fiber hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Bu çerçevede operatörler arasında bir süredir istişare edilen “Fiberde ortak altyapı şirketi kurulması” konusuna da değinen Önal, şu bilgileri verdi:
“Bu konuda üzerimize düşeni yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Biz diyoruz ki; Türk Telekom’un altyapısı Türkiye’nin altyapısıdır, isteyen her operatör bu altyapıyı kullanabilir. Fiber altyapımızı 2000’li yıllardan beri mobil operatörlerin kullanımına açmış durumdayız. Ayrıca geçtiğimiz sonbaharda, 5G ile artacak kapasite ihtiyaçlarını da gözeterek, ülkemizde mobil altyapının ve 5G’nin gelişimini desteklemek amacıyla, fiber ürünlerimizi yüzde 67’ye varan indirimlerle işletmecilerin kullanımına sunduk.
Ortak altyapıda bu ülkeye en iyi şekilde hizmet etmenin yolu, 2018 yılında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı nezdinde sektörün tüm oyuncularının mutabakatıyla imzalanan ‘Sabit Elektronik İletişim Altyapısını Kiralama İş Birliği Protokolü’ne bağlı kalmaktan geçiyor.
Bu minvalde Türk Telekom’un kendisi zaten ortak altyapı şirketi şu an. Ülkemizde fiberde kat edilmesi gereken mesafenin çok büyük bir kısmını Türk Telekom tek başına almış durumda. FTTH Council’in Mayıs 2022 raporuna göre ülkemizdeki hanelerin yarısından fazlasına fiber ile ulaşmış durumdayız, Türkiye’deki hanelerin yüzde 93’ünün sokağında fiber ile istisnasız varız. Başka bir deyişle, bazı müşterilerimizin evine henüz fiberle ulaşmadıysak dahi, 250 metre mesafeye kadar gelmişiz. Böyle bir noktada, kalan 250 metre için ortak altyapı kurmanın tartışılır olduğunu düşünüyoruz.”
“Vatanperverlik söyleminin altında, zaten gidilmiş yerlere gidip, oradaki müşterileri kendi müşterileri haline getirmeye çalışmak var”
Kalan mesafe için ortak altyapı şirketi kurulmasının fiberleşmeye bir katkısının bulunmayacağını bildiren Önal, hiç gidilmemiş yerlere gitme çağrısında bulundu.
Önal, “Arkadaşlarımızın ortak altyapıdan anladıkları; Türk Telekom’un zaten hizmet verdiği yerlere yatırım yapıp, mevcut Türk Telekom müşterilerini churn ettirmek yani kendilerine taşımak. Bu vatanperverlik söyleminin altında, zaten gidilmiş yerlere gidip, oradaki müşterileri kendi müşterileri haline getirmeye çalışmak var. Bunu da karar vericilere ‘Türkiye’nin menfaatine ortak altyapı istiyoruz sosuyla’ sunmak istiyorlar ama bu nafile bir çalışma.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin menfaatine olan her çalışmanın içinde olacaklarının altını çizen Önal, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Hepimiz tekrar tekrar yatırım yapmayalım, bu milletin parasını çarçur etmeyelim. Bu konuyu gündeme getiren taraflar sözlerinde gerçekten samimi iseler, karar vericileri baskı altında tutmak yerine, buyursunlar altyapının bulunmadığı, yeni yerlere buyursunlar. Türkiye’nin ücra köşelerine yatırım yapalım, hep birlikte ülkemizin dijital dönüşümüne katkı sağlayalım.
Nitekim mobilde önümüzdeki dönemde uygulamaya alınacak 5G teknolojisi için yoğun yatırım yapacağımız bir dönem var. Altyapıda değil üst yapıda rekabetin uygulanması için eşsiz bir fırsat. Biz de mükerrer altyapı kurulumu olmasın söylemimizin bir uzantısı olarak gelin mobilde 5G için ortak altyapı yapalım diyoruz.”
İlgili Haberler