
Son dönemde TSMC’nin Intel Foundry Services (IFS) biriminde %20 hisse satın alacağına dair söylentiler gündeme oturdu. Bu iddiaların, Trump yönetiminin ABD’yi 2nm altı çip üretiminde küresel lider yapma planlarıyla doğrudan bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Tayvan merkezli TSMC, şu anda dünyanın en gelişmiş çiplerinin %90’ını üretiyor, ancak ABD yönetimi, özellikle ulusal güvenlik açısından gelişmiş yarı iletken üretimini kendi topraklarına taşımak istiyor.
Trump yönetiminin TSMC’yi Intel’in dökümhane işine yatırım yapmaya yönlendirdiği iddia ediliyor. Bunun arkasındaki strateji, Intel’in, TSMC’nin desteğiyle Nvidia, Qualcomm ve Broadcom gibi dev müşterileri çekerek dökümhane işinde rekabet gücünü artırması olarak görülüyor. Ayrıca, ABD’nin askeri ve savunma sanayisi için en gelişmiş çipleri bağımsız olarak üretebilmesini sağlamak da bu hamlenin önemli bir parçası.
Ancak, TSMC ’nin bu yatırıma sıcak bakmadığı yönünde de güçlü analizler var. Şirket, Intel’in mevcut fabrikalarına sahip olmanın kendi iş modeli açısından avantaj sağlamayacağına inanıyor. Bunun yerine, Tayvan’daki üretim kapasitesine yatırım yaparak önde kalmayı tercih edebilir.
Öte yandan, TSMC ‘nin Arizona’daki fabrikaları şu an için ABD’nin çip üretim ihtiyacına cevap verebilecek ölçekte değil. 3nm ve 5nm düğümlerinde üretim yapan bu tesisler, Tayvan’daki üretim kapasitesinin yalnızca %20’sini karşılayabiliyor. Ayrıca, gelişen teknolojiyle birlikte Arizona’daki tesislerin en az iki nesil geride kalması riski bulunuyor.
TSMC’nin Intel’e yatırım yapması, ABD için önemli bir stratejik avantaj sağlayabilirken, şirketin bu hamleyi gerçekleştirmesi şu an için pek olası görünmüyor. Çip üretimindeki küresel liderlik mücadelesi hızla devam ederken, Intel ve TSMC’nin nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.