KPMG‘nin iki yılda bir yayımladığı Küresel Sürdürülebilirlik Araştırmasının bu yılki sonuçlarına göre, dünyada yayımlanan sürdürülebilirlik raporlarının sayısı istikrarlı bir şekilde artıyor. Günümüzde önde gelen şirketlerin yüzde 79’u sürdürülebilirlik raporu hazırlıyor. Bununla birlikte binlerce raporun analiz edilmesiyle ortaya çıkan sonuçlara göre G250 içinde yer alan dünyanın önde gelen şirketlerinin yarısından azı, sürdürülebilirliğin “sosyal” ve “yönetişim” bileşenleri hakkında raporlama yapıyor. Araştırmaya göre İzlanda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Kore sürdürülebilirlik raporlarının en fazla arttığı üç ülke olurken sürdürülebilirlik raporlamasında ciddi düşüşün olduğu üç ülke ise Meksika, Arjantin ve Türkiye oldu.
1993 yılından bu yana her iki yılda bir yayımlanan Küresel KPMG Sürdürülebilirlik Araştırması’nın bu yılki sayısında 58 ülkeden 5 bin 800 şirketin sürdürülebilirlik ile çevre, sosyal ve yönetişim (ESG) temalı raporları analiz edildi. Açıklanan bulgular küresel ölçekte sürdürülebilirlik konulu raporların istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koyuyor. G250 olarak bilinen dünyanın en büyük 250 şirketinin neredeyse tamamı sürdürülebilirlikle bir şekilde ilişkili raporları sunarken bu şirketlerin yüzde 96’sı tamamen sürdürülebilirlik veya ESG konularında raporlar hazırlıyor.
Yayımladıkları raporla ilgili açıklamada bulunan KPMG Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Yardımcı Ortağı Kadir Burak Oğuz şunları söyledi:
“İki yılda bir yayımladığımız Küresel Sürdürülebilirlik Araştırması bu alanda, şirketlere rehberlik etmesi ve kültürel değişimi teşvik etmesi açısından kritik önem taşıyor. Sürdürülebilirlik raporlamasının evrimini doğru tahmin edebilmek için finansal olmayan raporlama ile ilgili AB tarafındaki gelişmeleri yakından takip etmek gerekmektedir. AB Parlamentosu yakın bir tarihte Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Yönergesi (CSRD) ile ilgili önemli değişiklikleri hayata geçirerek kurumları toplumsal ve çevresel etkileri hakkında düzenli olarak bilgi paylaşmaya yönlendirerek kamuya karşı daha hesap verebilir hale getirme doğrultusunda önemli bir adıma imza atmıştır. Uygulamanın yeşil aklamanın önüne ciddi bir set çekmesi, AB’nin sosyal piyasa ekonomisini güçlendirmesi ve küresel seviyede sürdürülebilirlik raporlama standartları için zemin hazırlaması beklenmektedir.
Önümüzdeki iki yıl sürdürülebilirlikle ilgili gelişmelerde CSRD’nin odakta olduğu bir dönem olacaktır. AB sürdürülebilirlik raporlama gerekliliklerinin oldukça geniş bir etki alanına sahip olması beklenmektedir; borsaya kote olsun veya olmasın tüm büyük şirketler kapsam dahilinde olacağı paylaşılmıştır. Ayrıca AB içinde belirgin ticari faaliyetleri olan (AB içinde 150 milyon euronun üzerinde cirosu olan) AB üyesi olmayan ülkelerin şirketleri de bu kapsama dahil edilecektir. Etki alanı önümüzdeki dönemde belirli özelliklere sahip KOBİ’leri de kapsayacak şekilde genişletilecek, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere uygulamaya uyum sağlama noktasında büyük şirketlere kıyasla daha uzun bir süre tanınacaktır. CSRD tarafındaki gelişmelerin ülkemizdeki uygulamaları da etkileyecektir.
Yönerge yeşil dönüşümün katalizörü olarak görülmekte, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sürdürülebilir finans yol haritasının yapı taşlarından biri olarak değerlendirilmektedir. AB Sürdürülebilirlik Politikası’nın ayrılmaz bir parçası olan bu önemli adım AB ile yoğun etkileşimde olan ülkelerin ulusal politikaları da etkileyecektir. Bu beklentiler ışığında sürdürülebilirlik raporlaması kapsamının hem yapısal yönden hem de analitik ölçümleme açısından derinleşeceğini öngörmekte, gelecekte güvence hizmetlerine yönelik artan talep ile birlikte yeşil aklama ile mücadele de önemli bir kontrol mekanizması olacağı inancındayım” dedi.
KPMG – Bölgesel görünüm
KPMG’nin ortaya koyduğu bulgulara göre 2020 yılından bu yana üç ülkede sürdürülebilirlik raporlamasında önemli bir büyüme kaydedildi, bunlar: İzlanda (yüzde +39 puan), Birleşik Arap Emirlikleri (yüzde +22 puan) ve Güney Kore (yüzde +22 puan). Sürdürülebilirlik raporlamasında ciddi düşüşün olduğu üç ülke ise Arjantin (yüzde –16 puan), Meksika (yüzde –16 puan), ve Türkiye (yüzde -12 puan) oldu. Türkiye’nin 2020 yılında yüzde 56 olan ulusal sürdürülebilirlik raporlama oranı 2022 yılında yüzde 44’e kadar geriledi. Asya Pasifik Bölgesi, sürdürülebilirlik raporlamasında başı çeken bölge oldu. Bu bölgedeki şirketlerin yüzde 89’u sürdürülebilirlik raporlaması yapıyor. Asya Pasifik Bölgesi’ni; Avrupa (yüzde 82), Amerika (yüzde 74), Orta Doğu ve Afrika (yüzde 56) takip ediyor.
İlgili Haberler
>> Elon Musk, Twitter CEO’luğunu Bırakmaya Hazırlanıyor! #RIPTwitter