Gelişmiş pazarların çoğunda önemli ölçüde yaygınlaşan Hibrit Bulut, ölçeklenebilirlik, esneklik, hız, maliyet ve güvenlik özellikleri ile pazarda iddialı duruma gelmeye çalışan her büyüklükte şirkete ve büyümekte olan ekonomilere hitap ediyor.
Ayrıca, küçük işletmeler buluttan yararlanarak büyürken, aynı zamanda istihdam yaratıyor. İstihdam yaratılması, dünyanın her yanındaki çoğu gelişmekte olan ekonominin önemli odak noktalarından birini oluşturuyor.
IBM Uygulamalı Öngörüler Merkezi tarafından kısa süre önce gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, şirketlerin %61’i iş modellerinin bir parçası olarak Hibrit Bulut’tan yararlanacak. Bu sayede BT verimliliği elde edilirken aynı zamanda, iş sonuçlarının desteklenmesi için bir hızlandırıcı haline gelecek.
Örneğin; Afrika’nın altyapı güvenilirliğinin bir sorun teşkil ettiği bölgelerinde, daha önceleri önemli ölçüde kısıtlayıcı olan sorunlar ABD’de veya Avrupa’da bulunan bulut merkezleri aracılığıyla zahmetsiz bir şekilde çözülüyor. Düşük başlangıç maliyetleri ve basit operasyon olanağı, şirketlerin altyapı kısıtlamalarını sorun etmeden işe başlamalarını sağlıyor. Son yıllarda, büyüme ve gelişme potansiyeli gösteren, genç ve büyüyen işletmelerle sıkı bir şekilde çalışmaya devam eden IBM, gelişmekte olan ülkelerdeki yeni kurulmuş şirketlere yönelik bulut tabanlı programı ile programa başvuranlara tavsiyeler ve destek sağlıyor. Aynı zamanda IBM’in kurumsal müşteri tabanına erişim fırsatı da sunuyor.
IBM olarak, çoğu Afrika pazarında olduğu gibi, özellikle dünyanın altyapı güvenliğinin zorluk teşkil ettiği bölgelerinde, işletmelerin Bulut’un potansiyelinden yararlanmasına imkân verdiğimiz için heyecan duyuyoruz. Bu da bizim için dünyanın en büyük şirketlerine hizmet vermekten çok daha fazlasını ifade ediyor ve en küçüklerini bile kapsıyor.
Bulut teknolojilerimiz ve olanaklarımız, başlangıç olarak, uygulamalara ve araçlara dünyanın her yanından erişim sağlıyor. Oysa geçmişte, yeni teknolojilerin kullanıma sunulması maliyetliydi ve zaman alıyordu. Şimdi, bulut tabanlı uygulamalarla bu durum fazla sorun teşkil etmiyor. Orta Doğu ve Afrika’nın gelişmekte olan pazarlarında faaliyet gösteren şirketler, daha önce yalnızca çok daha büyük BT bütçeleri bulunan büyük kuruluşların erişebildiği gelişmiş teknolojilere ve araçlara (analitik, nesnelerin İnterneti, vs.) artık erişebiliyor ve bunlardan yararlanabiliyor. Şirketler, IBM’in pazar lideri Hibrit Bulut yetenekleri ile hizmet sağlama platformundan bağımsız olarak, açık kaynakları esas alan esnek ve güvenli bir sistem oluşturabiliyor.
IBM, bundan bir yıl önce, Hibrit Bulut portföyümüzü tamamlayan Bluemix çözümünü pazara sundu. Bu platform, geliştiricilerin uygulamaları bulut üzerinde geliştirmesine, devreye almasına, tercih ettikleri programlama dilini ve çok sayıdaki kullanışlı uygulama programlama arabirimini kullanmalarına, IBM Watson’dan, IoT Foundation’dan ve diğer çok sayıda kullanışlı araçtan yararlanmalarına imkân sağlıyor.
Bluemix, farklı bulut uygulamalarıyla sorunsuz bir biçimde bütünleşen, büyük kuruluş standartlarında hizmetler sunuyor. Kullanıcıların kurulumun ya da konfigürasyonun nasıl yapıldığını anlaması bile gerekmiyor. Hibrit yaklaşım da Bluemix’in en heyecan verici ve ikna edici özelliklerinden birini oluşturuyor. Müşteriler, uygulamalarını özel ya da genel bulut ve hatta bu ikisinin bir bileşimi üzerinde çalıştırmayı tercih edebiliyor. Bluemix, her ikisi üzerinde de çalışmaya olanak sağlıyor.
IBM ile The Economist İstihbarat Birimi, müşterilerin bu yolculuğa başarıyla çıkmalarına ve nasıl başlayacaklarına karar vermelerine yardımcı olmak için bundan kısa süre önce Mapping the cloud curve isimli küresel bir araştırma yayınladı. Araştırma, şirketlere ‘olgun’ bir bulut stratejisinin temel öğeleri hakkında daha fazla bilgi edinme olanağı sunuyor ve şu anda bulundukları konumun bir değerlendirmesini sağlıyor. Aynı zamanda, kişiselleştirilmiş analiz ve sonuçlar için bir karşılaştırmalı değerlendirme aracı dahil olmak üzere, bulut benimseme süreçlerini en iyi şekilde nasıl hızlandıracaklarına ilişkin rehberlik sunuyor.