Hitachi’nin Frost&Sullivan işbirliği ile gerçekleştirdiği ‘Geleceğin Mega Trendleri’ araştırması, global enerji talebinin 2040 yılına kadar toplamda %55 büyüyeceğini ortaya koydu. Bu veri ışığında geleceğin enerji trendlerini belirleyen Hitachi adına konuşan Türkiye Müdürü Erman Akgün, akıllı şebekelerin enerji sektörüne yön vereceğinin altını çizdi.
- Akıllı elektrik sayaçlarının sayısı Dünya genelinde 2020 yılının sonuna kadar 980 milyona yükselecek
- Yenilenebilir enerjinin global enerji üretimindeki payı 2020’de %35, 2030’da %40’a yükselecek
- Bugün 1,2 milyarın üzerinde insanın halen elektriğe erişimi bulunmuyor
- Hava kirliliği yılda 7 milyonun üzerinde ölüme neden oluyor
- 2025 yılına kadar tüm dünyada yollarda olacak elektrikli araçların sayısı 1,2 milyondan 12, 6 milyona ulaşacak
Enerji sektörünün bugünü ve geleceğini Frost&Sullivan işbirliği ile ortaya koyan Hitachi, sosyal inovasyon ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi. Araştırma sonucunda elde edilen çarpıcı veriler, enerji üretim, dağıtım, yönetim ve saklama biçimlerinde dönüşümü zorunlu kılıyor. Araştırma verilerini değerlendiren Hitachi Türkiye Ülke Müdürü Erman Akgün, enerjide verimliliği artıran akıllı çözümlere yönelmek gerektiğini belirterek, ortaya çıkan ‘üre-tüketici’ modelinin yaygınlaşacağını vurguladı. Akgün; ‘Enerji sektörü yeni bir teknoloji dalgası ile karşı karşıya ve büyük veri ve akıllı sistemlerin doğuşunun getirdiği fırsatları en üst düzeye çıkartmak zorundayız. Enerjinin geleceği, gitgide daha çok dijital zekaya ve daha verimli kaynak kullanımının önünü açmaya katkıda bulunan veri analizinden yararlanılmasını gerektirecek. Enerji sektörünün dijital dönüşümü ile yenilenebilir enerjiler akıllı şebekelere entegre edilerek güvenilir ve temiz enerjilerin kullanıldığı bir geleceğe şahit olacağız’ diye konuştu.
Buna göre enerji sektörünü dönüştüren ve inovasyon fırsatlarını arttıran beş akıllı çözüm bulunuyor:
Akıllı şebekeler, talep düştüğünde enerji dağıtımını da aşağı çekecek
Müşteri talebindeki trendlerin gerçek zamanlı analizini mümkün kılan ‘talep tepki’ (DR) modelleri ile çalışan akıllı şebekeler, bu modellere yerleştirilen dijital zeka sayesinde, enerji talebine göre dağıtım yapıyor. Örneğin, DR modeli, günün belirli bir noktasında enerji talebinin düştüğünü tespit ederse, dağıttığı enerji miktarını da azaltıyor. Bu da enerjinin daha etkin şekilde dağıtılmasına imkan veriyor.
Yenilenebilir mikro şebekeler, “üre-tüketici”ler yaygınlaştıracak
Tüketiciler, kendi enerjilerinin giderek artan bir kısmını güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yenilenebilir yollardan üretiyor. Enerji maliyetini düşüren ve aynı zamanda çevre dostu olan mikro
şebekelerin yaratılması, kullanıcıların yerel olarak ürettikleri enerji ile bağımsız şekilde çalışmasına imkan veriyor. Örneğin, güneş panellerinin kurulması, ev sahibine evinde ürettiği güneş enerjisi üzerinde tüm kontrolü ve bunu tüketme veya şebekeye geri besleme kararını verme gücünü kazandırıyor. Bu sayede enerjinin üretim ve tüketim noktaları birbirine daha da yaklaşarak, “üre-tüketici” kavramı doğuyor. 2020 yılına kadar sadece Kuzey Amerika’da 20 milyon evin “üre-tüketici” olacağı tahmin ediliyor.
Akıllı sayaçların sayısı dünya genelinde 2020’de 980 milyona ulaşacak
Tüketim verileri gibi değerleri kablosuz teknoloji sayesinde tedarikçiye iletebilen akıllı sayaçlar, enerji üretiminin optimize edilmesine olanak sağlıyor. Bu, enerji maliyetlerini azalttığı gibi, gereksiz yere israf edilen enerji miktarını düşürdüğünden, çevre için de yararlı. 2015 yılı başı itibariyle, dünya çapında 510 milyon adet olan akıllı sayaç sayısının, 2020 yılının sonuna kadar 450 milyonu Çin’de olmak üzere 980 milyona ulaşması bekleniyor.
Sanal Enerji Santralleri, enerji dağıtımızı izleyip kontrol edecek
Sanal Enerji Santralleri (SES’ler) farklı enerji kaynaklarının merkezi olarak kontrol edilen bir şebekeye entegre edilmesine imkan veriyor. Bu merkezi şebekenin dijital zekası enerji dağıtımını izleyip kontrol edebiliyor. Bu şekilde, enerji talebi zirveye ulaştığında SES’ler birden fazla güç kaynağından enerji sağlayabiliyor. SES çözümleri, enerji kümelemeyi yeni bir düzeye taşıdığı gibi hassas şebekelerin üzerindeki baskıyı azaltarak enerji ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere, şebekelerin güvenilirliğini de arttırıyor.
Binaların İnterneti, şehirlere yayılacak
‘Binaların İnterneti’ kavramı, yenilikçi enerji çözümlerinin tüm bir şehre yerleştirilebileceğini gözler önüne seriyor. Dijital çözümler, enerjinin şebekeye bağlı binalar arasında paylaşılabilmesine imkan vererek enerji dağıtımı, kullanımı ve etkinliğinin optimize edilmesini sağlayacak.