Yeni nesil BT servis ve çözümlerinde dünyada lider konumda bulunan CSC’nin Türkiye’deki bir yılı, düzenlenen bir basın toplantısı ile değerlendirildi. Toplantıda, CSC’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği dijital ajanda araştırmasının sonuçları da paylaşıldı. Ağırlıklı olarak finans, sigorta, perakende, bilişim ve telekomünikasyon sektörlerinden yöneticilerin katıldığı araştırmaya göre, kurumların yüzde 64’ünün dijital ajandası hazır durumda.
Yeni nesil BT servis ve çözümlerinde dünyada lider konumda bulunan CSC , Türkiye’deki ilk yılını düzenlenen bir basın toplantısıyla değerlendirdi. 2014 yılının ikinci yarısında faaliyete geçen CSC Türkiye ofisi başarılı bir yılı geride bırakırken, sigorta sektörünün küresel şirketlerinden Milli Reasürans için yeni reasürans sistemine yönelik bir dönüşüm projesi yürütmeye başladı. CSC, geçtiğimiz aylarda Almanya, Avusturya ve İsviçre’de 500 yönetici ile gerçekleştirdiği dijital ajanda araştırmasının bir benzerini Türkiye’de de yaptı. 100’e yakın yöneticinin katıldığı araştırmadan Türkiye’deki kurumların dijitalleşmeye bakışlarına ilişkin dikkat çekici sonuçlar elde edildi.
İş dünyası dijitalleşmeye inanıyor
CSC Türkiye’nin araştırmasına yüzde 43’ü finans/sigorta, yüzde 29’u perakende ve yüzde 22’si bilişim teknolojileri ile telekomünikasyon sektörlerinde görev yapan, kurumlarının BT ve yazılım satın almalarında direkt ya da dolaylı rol alan yöneticiler katıldı. Katılımcıların yüzde 65’i dijitalleşmenin rekabeti değiştirdiği, yüzde 25’i ise 1-2 yıl içinde değiştireceği yönünde görüş belirtti. Kurumunun dijital ajandasının tamamlandığını belirtenlerin oranı yüzde 64 olurken, dijital ajandalarının oluşturma sürecinin tamamlandığını söyleyenlerin oranı yüzde 25, oluşturma sürecinin 12 aydan sonraki bir dönem için planlandığını belirtenlerin oranı ise yüzde 5 olarak gerçekleşti.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren CSC Türkiye Genel Müdürü Alev Alp Esen, “Dijitalleşmenin rekabet üzerinde etkisi olmayacağını belirtenlerin oranının yüzde 6’da kaldığını görüyoruz. Bu da Türkiye’de iş dünyasının dijitalleşmeye olan inancını net bir şekilde gösteriyor. Yöneticiler dijitalleşmenin getirdiği en büyük fırsatları operasyonel mükemmellik, dijital dağıtım kanalları, süreçlerin dijitalleşmesi ve gerçek zamanlı veri kullanımı olarak sıralıyor. Uygulamadaki en büyük risk ise veri güvenliği olarak öne çıkıyor. Almanca konuşan ülkelerde gerçekleşen benzer bir CSC araştırmasında, dijital ajandasının tamamlandığını belirtenlerin oranı yüzde 39 iken, bu oranın Türkiye’de yüzde 64 olmasını, ülkemizdeki kurumların dijitalleşmeye verdikleri önemi göstermesi açısından son derece çarpıcı buluyoruz. Ülkemizde olduğu gibi, araştırmanın gerçekleştirildiği Avrupa ülkelerinde de dijitalleşmenin uygulamadaki en büyük riskinin veri güvenliği alanında görülmesi, siber güvenlikle ilgili yatırımların ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor,” dedi.
Türkiye’nin inovasyon ve dijitalleşme açısından çok önemli bir ekonomi konumunda bulunduğunu söyleyen CSC Avusturya ve Doğu Avrupa Genel Müdürü Dietmar Kotras, “İş dünyasının dijitalleşmeye verdiği önem, Türkiye’nin bu önemli konumunu daha da güçlendireceğini gösteriyor. Dijitalleşmenin getirdiği fırsatların doğru biçimde kullanılabilmesi için CSC olarak dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de de destek olmaya ve yeni başarı hikayelerine müşterilerimiz ile birlikte imza atmaya hazırız,” diye konuştu.
CSC Başkan Yardımcısı, Orta ve Doğu Avrupa Genel Müdürü Claus Schünemann ise, CSC’nin derin endüstri deneyimi, küresel ölçeği, teknoloji bağımsızlığı ve yaygın iş ortağı topluluğundan güç alarak, gelecek nesil inovatif teknoloji hizmet ve çözümleri sunduğuna dikkat çekti. Schünemann, CSC’nin sahip olduğu küresel gücü Türkiye pazarına taşımaktan mutluluk duyduklarını söyledi.