Bosch, büyümeye devam ediyor. Şirket bu yıl, mobilite iş kolunun satışlarını yüzde 4 oranında artırmayı ve böylece otomobil üretiminin iki katı oranında büyümeye devam edeceğini öngörüyor.
Bosch, satış gelirlerinin dörtte birini kamyonetlerden 40 tonluk kamyonlara kadar ticari araçlara yönelik sunduğu teknolojilerden elde ediyor. Kamyonlar ve iş makineleri gibi karayolu dışında kullanılan araçlarla ilgili iş birimi, yüzde 7 ila 8 oranında hızlı bir şekilde büyüyor.
Bosch, büyüyen pazarda aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor. 2017 yılında, ağır kamyonların satışı Çin’de yaklaşık yüzde 8, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 18 ve Hindistan’da yüzde 45 büyüme gösterdi.
Bu büyümedeki en önemli etken, ticari araçlara yönelik güç aktarma çözümleri oldu. Dizel enjeksiyon sistemlerinin küresel satışı sadece 2017 yılında üçte bir oranında artış gösterirken, Çin’de çok daha hızlı bir artış oldu. Önümüzdeki yıllarda bu satışların daha yüksek seviyede gerçekleşmesi bekleniyor.
Mobilite Çözümleri iş kolu 54.500 Ar-Ge çalışanına sahip olacak
Bosch, sadece geleceğin kamyon güç aktarma çözümleri üzerine çalışan 2.600 mühendise sahip. Yıl sonu itibarıyla Mobilite Çözümleri iş kolu, 54.500 Ar-Ge çalışanına sahip olacak. Bu rakam, yılbaşına oranla 5.000 kişilik bir artış anlamına geliyor.
Lojistik sektörü; iklim koruma, hava kirliliği, kentleşme, sürücü sayısındaki eksiklik gibi bir dizi önemli zorlukla karşı karşıya. Bunlara ek olarak, karayolu taşımacılığının 2040 yılında yüzde 50 artacağı belirtiliyor.
Bosch’un geleceğin mobilitesine ilişkin vizyonu, gelecekteki karayolu taşımacılığının da mümkün olabildiğince emisyonsuz, kazasız ve stressiz olmasını öngörüyor. Bu hedefe giden yolda, ticari araçlara yönelik sunulan elektrifikasyon, otomasyon ve bağlanabilirlik çözümleri önemli rol oynuyor.
Bosch, güç aktarma mekanizmasına enerji sağlıyor
Bosch için ticari araç güç aktarma mekanizmalarını daha verimli hale getirmek, böylece yakıt tüketiminin yanı sıra CO2 ve azot oksit emisyonlarını azaltmak büyük önem taşıyor. Bu hedefi başarabilmek için Bosch, hem dizel hem de alternatif güç aktarma çözümlerini geliştirmeye çalışıyor.
2025 yılında tüm kamyonların yüzde 80 ila 90’ı dizel olacak. Ancak 2030 yılı itibarıyla dünya genelinde her dört yeni ticari araçtan biri ve Çin’de neredeyse her üç yeni ticari araçtan biri elektrikli olacak.
Hedef, elektromobilitede liderlik
Bosch, hedefini elektromobilitede uluslararası pazar liderliği olarak belirledi. Bu amaç doğrultusunda şirket, uygun çözümler sunuyor ve ticari araçların elektrifikasyonuna yönelik geniş bir portföye sahip. Elektrikli kargo bisikletleri için 36 volt güç kaynakları, teslimat kamyonetleri için e-aks bu çözümlerden bazılarını oluşturuyor. Aynı zamanda Bosch, ABD’li start-up Nikola Motor Company ile iş ortaklığı içerisinde 40 tonluk kamyonlara yönelik yakıt hücreli güç aktarma mekanizması geliştiriyor.
Bosch, buna ek olarak yakıt hücrelerinin kullanımını desteklemek üzere ticari araçlara yönelik bir motor üreticisi olan Çinli Weichai Power ile de bir stratejik iş ortaklığı başlattı. Bosch, yalnızca yeni araçların elektrikli olmasını sağlamıyor aynı zamanda; yarı römorklara entegre edilebilen elektrikli bir aks ile elektromobiliteyi retrofit bir çözüm olarak sunuyor. Bu, fren sırasında elektrik üretebilecekleri ve bu elektriği römorkun güç ünitelerine besleyebilecekleri anlamına geliyor. Bosch, frigorifik römorklarda böylece yılda 10.000 Euro’ya varan tasarruflar sağlanabileceğini hesaplıyor.
Bosch, kamyonlara kendi kendine sürmeyi öğretiyor
Elektrifikasyonun yanı sıra bir başka önemli büyüme alanı da ticari araçların otomasyonu. Her iki alanda da önümüzdeki on yıllık dönemde pazarda iki haneli bir büyüme için hazırlıklar tamamlandı. Bosch, sürücü destek sistemlerini otonom sürüşe giden yolda temel adımlardan biri olarak görüyor.
Kamyonlar kazaya karıştığında, ölüm riski iki kat daha yüksek. Bosch için bu, kamyon sürücülerinin yaşamlarını daha fazla kolaylaştırmak ve yolları daha emniyetli hale getirmek için sürücü destek sistemlerinin kullanılması için yeterli bir gerekçe. Dönüş asistanı, kör nokta algılama ve acil frenleme sistemi, kamyon kazalarını önlemeye yardımcı oluyor ve Bosch, diğer ürünlerin yanı sıra gerekli radar sensörlerini de sunuyor.
Ticari araç sürüşünün otonom hale getirilmesi, taşımacılık sektörü için başka zorlukları da beraberinde getiriyor. Şu anda bile Amerika Birleşik Devletleri’nde 50.000 kamyon sürücüsü eksiği var ve bu rakamın, on yıl içerisinde üç katına çıkabileceği tahmin ediliyor. Avrupa’da da benzer bir durum söz konusu. Bosch, depolar arasında kendi kendine gidip gelen sürücüsüz kamyonları bu ihtiyaçlara cevap verebilmek adına önemli bir potansiyel olarak görüyor. Bu teknoloji, taşımacılık sektörünün birçok sorununa tek seferde çözüm getirme, şirketlerin ekonomik verimliliğini, taşıma hacimlerini ve emniyetini artırma potansiyeline sahip. Taşıt grubu oluşturma veya bir başka ifadeyle kamyonların birbirini takip ettiği otonom sürüş, Bosch’a göre otomasyonda bir sonraki mantıklı adım. Bu, işgücü maliyetlerinin yanı sıra yakıttan da tasarruf sağlıyor. Ancak bu aynı zamanda mevzuatın, teknolojinin ve altyapının daha katı gereksinimleri karşılaması gerektiği anlamına geliyor. Bosch, bu alanda önemli AB araştırma projeleri içerisinde yer alıyor.
Otobandan kapıya kadar dijital olarak birbirine bağlı lojistik çözümleri
Bosch için bağlanabilirlik, taşıma sistemleri için yeni bir verimlilik olasılığı, tıkalı yollar ve ayrıca lojistik şirketleri için de bir rahatlama anlamına geliyor. Geleceğin lojistiği söz konusu olduğunda Bosch, ticari araç alanındaki kapsamlı bilgi birikimi ve Nesnelerin İnterneti (IoT) konusundaki uzmanlığıyla sektöre iki kat daha fazla katkıda bulunuyor.
Bugün, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki neredeyse her yeni kamyon, internetin bir parçası. Bu bağlamda Bosch, yazılım güncellemeleri ya da kestirimci arıza teşhisi gibi konuları mümkün kılan, ayrıca ağa bağlı servislerde yeni bir iş alanı açan telematik platformlarını kamyon üreticilerine sunuyor. Şirketin servis merkezleri daha şimdiden kan plazması gibi hayati öneme sahip ürünler dahil olmak üzere, özellikle kritik ürün teslimatlarının durumunu günün her saatinde takip ediyor. Kontrol merkezleri her yıl yüksek değere sahip ürün taşıyan yaklaşık 40.000 adet hareket halindeki kamyonu takip ediyor.
Bosch, teslimat takibini otomatikleştirmek için Nesnelerin İnternetini de kullanıyor, ürünler ve konteynerler üzerinde yer alan sensörler konum, sıcaklık ve titreşim bilgilerini buluta aktarıyor. Sahadaki ilk deneyim, bu gerçek zamanlı lojistik çözümlerinin, sevk memurlarının arama ve envanter çıkarma çabalarını yarıdan fazla azalttığını gösteriyor. Ayrıca, yeniden kullanılabilir konteynerlerin uygunluğunu yüzde 30 oranında artırıyorlar. Bosch, bağlanabilirliğin karayolu taşımacılığını daha verimli hale getirmesini ve karayolu ağı üzerindeki yükü azaltmasını amaçlıyor.