BlackBerry Fairfax Holding anlaşması sayesinde kasasına giren 1 milyar dolar ve değişen üst yönetimi ile yepyeni bir döneme girdi. Bu, şüphesiz ileri doğru atılan bir adım ancak BlackBerry’yi kurtarmaya yetmeyebilir.
BlackBerry son yıllarını sürekli yeni bir dönüşüm sürecine ‘girerek’ geçirdi ve neredeyse hiçbirini tamamlayamadan bir sonrakine geçmek zorunda kaldı. Yarıda kalan her bir dönüşüm süreci, tam olarak çözülmemiş problemlerin Kanadalı telefon üreticisinin sırtından inmemesine sebep oldu. “Buraya kadarmış” dedikleri anda dahi, firmayı istedikleri gibi satmayı başaramadılar. Bunun için teşekkür etmeleri gereken (!) Kanada hükümetinden başkası değil.
Peki BlackBerry’yı kasasında, 2014’te esamesi okunmayacak 1 milyar dolar ve her biri birbirinden iç karartıcı olan analist öngörüleri ile kalmaya iten neydi? Bu süreçte daha farklı kararlar verselerdi, sonuç değişir miydi? Ve en önemlisi, BlackBerry’yi bu yolun sonunda bekleyen nedir? Bu büyük bir yap-boz, ancak sizin için sıraya dizdik: Haydi, yap-bozu birleştirelim ve soruların yanıtlarını bulalım.
Bilge Adam’ın ayrılışı
Mike Lazaridis 1994 yılında BlackBerry’yi (O zamanki adıyla Research in Motion) kurdu ve 2012’ye kadar yani 18 yıl boyunca CEO koltuğunda oturdu. BlackBerry’nin bilge adamı Lazaridis, 2012’nin başında koltuğunu, BlackBerry’ye heyecan ve ivme kazandıracağı düşünülen Thorsten Heins’a bıraktı. Ardından bu yılın mayıs ayında yönetim kurulundaki görevinden de ayrılarak, kurduğu firma ile bağlarını kopardı.
Mayıs ayında BlackBerry’den ayrılan Lazaridis ile ilgili açıklama yapan CEO Thorsten Heins, “Mike’a BlackBerry’e sağladığı başarılar ve BlackBerry 10’un amacına ulaşmasını sağlayan vizyonu yüzünden hayranım. Kişisel olarak, BlackBerry CEO’su olarak geçirdiğim ilk 15 ayımda bana yardım ve rehberlik ettiği, tavsiyelerde bulunduğu için Mike’a minnettarım. Ona en iyi dileklerimi sunuyorum.”
İlginç olan ise, Lazaridis’in BlackBerry 10’u hazırlayıp Thorsten Heins’ın kucağına bırakması ve Lazaridis’in ayrılışı ile birlikte BlackBerry’nin ‘çakılma dönemine’ girmesi. Bu dönemde BlackBerry, yalnızca ilk BlackBerry 10’lu telefonu A10 ve CEO Thorsten Heins’ın ‘ilginç’ açıklamaları ile dikkat çekmeyi başardı.
BlackBerry 10 işletim sistemi, işi ve sosyal yaşamı ideal biçimde birleştirmesi ile ilgi çekti. Hatta BlackBerry’nin bu platform ile çalışan bir tablet satışa sunacağına kesin gözüyle bakılıyordu ve isteniyordu. Thorsten Heins ise bu beklentinin en sıcak olduğu dönemde, inovatif olmadığı sürece tablet geliştirmeyeceklerini söyledi ve ekledi “5 yıl içerisinde tablet sahibi olmak için bir sebep olmayacağını düşünüyorum.”
BlackBerry ile “Apple’cılık” oynayan ve yönetim kurulunu defalarca kendisine güvenmeleri konusunda ikna etmek zorunda kalan Thorsten Heins, 1 Temmuz ve 27 Eylül’de belki de kariyerinin en kötü günlerini geçirdi.
Meğer ‘Heins Planı’ İşe Yaramıyormuş
BlackBerry Kanada hükümeti ile neredeyse iç içe geçmiş ve Silikon Vadisi’nin dev şirketlerinde olan büyük özgürlükten yoksun bir firma. Thorsten Heins’ın BlackBerry’den canlı bir firma yaratma planı zamana ve kaybedilecek milyonlara ihtiyaç duyuyordu. Ancak temmuzdaki çeyrek sonuçlarını açıklamadan önce yönetim kurulu bir hayli homurdanmaya başlamıştı bile.
Heins sahneye çıktı, 84 milyon zarar ettiklerini açıkladı ve ne kadar BlackBerry 10’u cihaz satıldığına dair tek bir kelime etmedi. Çeyrek sonuçlarının açıklanmasından iki hafta geçtikten sonra, Windows Phone mobil işletim sistemi pazarında BlackBerry’yi geçerek, iOS ve Android’in ardından 3. sıraya yerleşti. 27 Eylül’de ise BlackBerry’nin 2. çeyrekte 965 milyon dolar zarar ettiği ve 4,500 kişinin işten çıkarılacağı açıkladı. Tüm bunlar, Heins’ın dönüşüm planına daha fazla şans tanımak istemeyen yatırımcıları hareket geçirdi ve satış süreci başladı.
Kanadalı İnadı Aza Kanaat Ettirdi
BlackBerry ağustos ayının ortasında özel bir komite kurdu ve potansiyel alıcılar ile iletişime geçmeye başladı. Yönetim kurulunda satış ve ortaklık konusunda görüş ayrılıkları yaşandığı için, alıcıya göre hareket etmekte karar kılındı.
BlackBerry’nin en büyük hissedarı Fairfax Financial’ın CEO’su Prem Watsa, bu sürecin satış ya da ortaklık ile biteceğinin kesin olmadığını ve yönetim kurulundaki görevinden istifa edeceğini çünkü süreç esnasında bazı anlaşmazlıklar yaşanabileceğini belirtti. Watsa’nın ayrılışına, Fairfax Holding BlackBerry’ye satın alma teklifi yapana kadar anlam verilemedi.
31 milyar dolarlık Fairfax Holding, BlackBerry’ye hisse başına 9 dolardan toplam 4,7 milyar dolarlık bir satın alma teklifi sundu. BlackBerry teklifi kabul etmeden, Lenovo ve Steve Jobs’ı kovan Apple CEO’su olarak ünlenen John Sculley de BlackBerry ile satın alma konusunda iletişime geçti. Ancak hemen ardından Kanada Hükümeti BlackBerry ile toplantı düzenleyerek, firmanın ABD ve Kanada hükümetine ait çok önemli bilgiler barındırdığı için, yabancı bir firmaya satılmasının ulusal güvenlik meselesi olduğunu açıkladı. Kanada hükümeti Lenovo’nun gönlünü almak için, Kanada’da yapacakları BlackBerry harici yatırımları desteklediklerini söyledi.
Satış Düşüyor, Zarar Artıyor
Kanada Hükümeti’nin ‘etkisi’ ile Fairfax Holding’in 4,7 milyar dolarlık teklifini kabul etmeye karar veren BlackBerry bir başka şok yaşadı. Fairfax’ın BlackBerry için 4,7 milyar dolar vermeye ikna olan banka bulamadığı söyleniyordu; bu doğru mudur bilinmez ancak Fairfax Holding teklifinin “1 milyar dolar karşılığında firmanın yüzde 28,7’si” şeklinde değiştirdi. BlackBerry ise kabul etmek zorunda kaldı ve bizce sonunda ışık olmayan tünele giriş yapmış oldu.
Şimdi BlackBerry’nin kasasında 1 milyar dolar var, Thorsten Heins gönderildi ve yerine John S. Chen getirildi. Cannaccord Genuity analisti T. Michael Walkley’e göre bunlar, telefon satışları yılda yüzde 50 oranında düşen BlackBerry’yi kurtarmak için yeterli olmayabilir…