Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörünün, ülke ekonomisinin büyümesinde, istihdamın ve dünya pazarlarındaki rekabet gücünün artmasında kaldıraç görevi gördüğü ve Türkiye için stratejik sektör olarak konumlandırılması gerekliliği bir kat daha öne çıkmış durumda. Peki, bu konuda neler yapılmalı?
Dünyanın karmaşıklığı ve eğitimde çoklu disiplin yaklaşımı, meslek adlarının karışmasına, mesleğe ait ana görev veya işlemlerin bazen meslek olarak da tanımlanmasına ve bazen de mesleğe ait alt sektörlerin ana meslek gibi addedilmesine neden oluyor. Bilişim sektöründe, kartvizitinde yazılı kariyer bilgisinin geçmiş dönemde meslek olarak görülmediği hatta işin adının bile duyulmadığını görüyoruz. Bilişim mesleklerinin tanımını yapmak, meslek profilini (ana görevler, işlemler ve başarım ölçütleri), sağlık, güvenlik ve çevre ile ilgili düzenlemeleri, çalışma ortam ve koşullarını, gerekli bilgi, beceri, tutum ve davranışları tam olarak bilmeyi, kişinin bu meslek alanına yatkınlığını anlamayı, kişilik özelliklerinin bu türden mesleklerle örtüşüp örtüşmediğini anlamamızı ve ilerleyen yıllarda, mesleki tatminini ve verimliliğin düşmemesini sağlayacak, doğru kariyer hedeflerinin belirlenmesine yardımcı olacaktır. Bilişim mesleklerine kimler gönül vermeli? Bu soru karşısında uzun yıllardır bilişim sektöründe çalışanların ortak bir cevabı var. Bilişim meslekleri yapacak kişilerde; analitik düşünme yeteneği, analiz yapma ve problem çözme yeteneği, empati yeteneği, kriz yönetim becerisi, muhakeme yeteneği, ölçme ve değerlendirme becerisi, risk analizi yapma yeteneği, yazılı ve sözlü iletişim yeteneği gibi bilgi, beceri ve yetenekler olmalı.
Rakamlar Nitelikli İş Gücü Açığını İşaret Ediyor
Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefine ulaşılmasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri önde gelen sektörler arasında yer alıyor. TÜİK istatistiklerine göre Bilgi ve İletişim Sektörü faaliyetleri 2014 yılı ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla %8,8’lik artışla 8.415 Milyon TL, sabit fiyatlarla %5,7 ’lik artışla 814 Milyon TL’lik büyüklüğe ulaştı. 2023 yılında GSYİH’nın 2 trilyon dolar olması hedeflenirken, Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) payının ise % 8’lik oranla 160 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması beklenmekte.
Türkiye’de, çoğu KOBİ niteliğinde olan 1.600’ün üzerinde firmanın faaliyet gösterdiği sektörde yaşanan sorunlar incelendiğinde ilk sırada nitelikli iş gücü açığı %61 ile dikkati çekmektedir. 2014 yılı verilerine göre sektörde çalışan sayısının 215 bin’i aştığı tahmin edilmekte olup sektördeki büyümeyle birlikte nitelikli elemana duyulan ihtiyaç da her geçen gün artmaktadır. Diğer sektörlerle karşılaştırıldığında genç nüfus en fazla BİT sektöründe istihdam edilirken, aynı zamanda kadın ve engelli iş gücünün istihdamında da sektör önem kazanmaktadır. Sektördeki yazılım geliştiricilerin yaklaşık % 47’sinin İstanbul’da, % 33’ünün ise Ankara’da çalıştığı görülmektedir. BİT alanında üniversitelerde ön lisans ve lisans düzeyinde eğitim görmüş insan kaynağı arzı son dönemde giderek artarken, yetkinlikleri sağlamayan ve yeni gelişmeleri yakalayamayan bireylerin iş bulma imkanı da azalmakta.
Artan Veri Büyüklüğü İhtiyacı Tetikliyor
Bağımsız bir araştırma şirketi ile gerçekleştirilen “Modernizasyon Motivasyonu” başlıklı araştırmaya göre BT yöneticilerinin yüzde 93’ü büyümekte olan veri merkezlerinde yetenek açığı sorununun devam ettiğini düşünüyor. Yüzde 64’ü ise önümüzdeki 1-2 yıl içinde bu durumun şirketlerine büyük ölçüde zarar vereceğinden endişeli. Kalifiye eleman sorununa yönelik farkındalığın yıllar içinde artmasına rağmen, ankete katılan yöneticilerin yalnızca yüzde 29’u bu sorunla mücadele için gerekli adımları attığını söylüyor. Diğer yandan, katılımcıların yüzde 6’sı yetenek açığının “endişelenecek bir sorun olmadığı” görüşünde. Yetenek açığı endişelendiriyor Araştırmanın en ilginç sonucu önemli bir noktaya dokunuyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde kendi şirketlerinde yeni bir veri merkezi yapılanmasına gitmeyi düşünen BT profesyonelleri yüzde 83 oranla mevcut yetenek açığının zararlı etkilerinden en çok korkan kesim olurken; veri merkezi ihtiyacı için üçüncü taraflarla çalışmayı tercih eden şirketler, yüzde 65 oranla bu konuda daha az endişeli oluyor. CompTIA tarafından kısa süre önce gerçekleştirilen “BT Yetenek Açığı” adlı bir başka çalışmada da, yöneticilerin yüzde 93’ünün, veri merkezi yönetimi konusunda uzmanlaşacak yetenekleri “önemli” olarak gördüğü; yüzde 40’ının da bu alanda büyümesi beklenen yetenek açığıyla ilgili endişelerini dile getirdiği görülüyor. Bugün tüm şirketler veriler sayesinde işlerine devam edebiliyor. Son yıllarda rekabetçi kalabilmek için veriye gerçek zamanlı erişim talebinin hızla artması, veri merkezlerinin 7 gün 24 saat etkili ve verimli bir şekilde çalışmak zorunda olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor. Özetle, bu altyapıları destekleyebilecek en iyi nitelikte çalışanlara ihtiyacınız var, çünkü en ufak bir başarısızlık yatırımları felaketle sonuçlanabilir.
Uzun Vadede Uygulanacak Bir Yol Belirlenmeli
Analist grubu Gartner’a göre İngiltere ve Türkiye’yi kapsayan bölgede veri merkezi sektörü, 2015 yılına kadar yıllık 150 milyon Euro’luk bir değere ulaşacak. Bununla birlikte, İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Ekonomi ve İş Dünyası Araştırma Merkezi (CEBR) yalnızca bulut bilişim alanında 2012 ve 2015 yılları arasında 300 bine yakın yeni iş imkanı doğacağını öngörüyor. Sektör bir süredir yetenek açığının veri merkezi endüstrisini nasıl etkileyeceği üzerine kötü senaryolar yazıyor. Ancak görünüşe göre bu soruna müdahale etme konusunda henüz bir ilerleme kaydedilemedi. Kemerler sıkıldığında dış kaynaklardan destek almanın sektörde daha popüler bir seçenek haline gelmesi iyi bir haber, ancak işletmeciler işe alım ve eğitim meselelerini en iyi nasıl ele almalı konusunda uzun vadede bir görüş geliştirmezlerse, kuşkusuz bu durum can yakacak.
Personel Açığı Artmaya Devam Ediyor
Bilişim sektöründe, yazılım uzmanından iş analistine kadar nitelikli eleman açığı artmaya devam ediyor. Geçtiğimiz dönemde Yenibiris.com’un ortaya çıkardığı verilerine göre, önümüzdeki günlerde bilişim sektöründe yaklaşık 5000 kişilik bir istihdam olacak. Özellikle Türkiye’nin doğusundaki iş ilanlarına gençlerin ilgisi çok fazla. Bu bölgelerdeki başvurularda yaşanan artış yüzde 500’ün üzerine çıkmış durumda.
Bilişim sektöründe çalışan sayısının 150 bin kişiye ulaştığı tahmin ediliyor. Yenibiris.com verilerine göre, son 10 yılda sektördeki özgeçmiş sayısı yüzde 1390 oranında arttı. İş ilanlarında ise son 4 ay içinde yüzde 49 oranında bir artış gözlendi.
Bilişim sektöründe en çok ihtiyaç duyulan pozisyon, her zaman olduğu gibi yine Yazılım Uzmanlığı. Bu pozisyonda en çok arananlar .Net Yazılım Uzmanı, PHP Yazılım Uzmanı ve Web Yazılım Uzmanı. Yazılımdan sonra Satış Temsilcisi, Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisi, Teknik Servis Elemanı, Web Tasarım Uzmanı, Ön Muhasebe ve Sekreterlik geliyor.
Verilere göre, son 4 ayda bilişim sektörüne yapılan başvurularda doğu illeri dikkate değer bir yükseliş gösteriyor. Son dört ayda yüzde 39 ilgi artışının gözlendiği bilişim sektörü bu ilgiyi sanıldığı gibi İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerden çok, doğudaki illerden görüyor. Başvuruların en çok arttığı illerin başında yüzde 1000 oranında artışla Hakkari ve Bingöl var. Ardından gelen iller ise Batman, Aydın, Elazığ, Muş, Mardin, Tunceli ve Şırnak.
İş arayanlar en çok satış pozisyonlarına rağbet ediyor. Türkiye genelinde en çok iş başvurusu yapılan pozisyonlar ise Bölge Satış Müdürü, Ön Muhasebe Elemanı, Çağrı Merkezi Müşteri Temsilcisi, Satış Temsilcisi, Ön Muhasebe ve Sekreterlik, Promotör ve Yazılım Uzmanı olarak sıralanıyor.
Yıldızı Parlayan Meslekler
Sektörde teknolojinin gelişimine paralel olarak yeni alanlar oluşuyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki yıllarda popüler olmaya devam edecek ve yeni oluşacak meslekler şöyle: SEO (Search Engine Optimization-Arama Motoru Optimizasyonu) Uzmanı, SEM (Search Engine Marketing, Arama Motoru Pazarlama Danışmanı, Veri Ambarı Yöneticisi, Veri Madenciliği Uzmanı, Veri Güvenlik Danışmanı, Bulut Bilişim Mühendisi, Sanallaştırma Danışmanı, Test Danışmanı, İş Analisti, Mobil Uygulamalar Uzmanı, ERP Danışmanı, Dijital Pazarlama Uzmanı, Mobil Yazılım Uzmanı, İş Mimarisi Uzmanı, İş Zekâsı Uzmanı, Bulut Mimarisi Uzmanı, Ağ Mimarisi Uzmanı, M2M Uzmanı.
Bilişim Eğitimi Genç Yaşlarda Başlamalı
”Fen Bilimleri eğitimi alan her öğrenci nasıl fen bilimcisi olmuyorsa, bilgisayar bilimleri eğitimi alan her öğrenci de bilgisayar bilimcisi olmayacaktır ama çağın gerektirdiği bilgi birikimine sahip olacaktır.
Teknolojiyi iyi kullanmayı sadece oyun ve Facebook’dan ibaret sanan bazı teknoloji okuryazarı olmayan yöneticilerde bilişim eğitimine gerek olmadığı yönünde yanlış algılar mevcut. Öğrenci isterse kendi üretirmiş, bu tarz bir derse gerek yok gibi düşünceler sektörümüzü olumsuz etkileyen görüşler olarak karşımıza çıkıyor. Bu görüşler karşısında böyle bir eğitim bilimleri anlayışı olur mu sorusunun yanı sıra yöneticiler bilgisayar biliminden habersiz mi diye sorasımız geliyor?
Fen Bilimleri eğitimi alan her öğrenci fen bilimci mi oluyor ya da Sosyal Bilimleri eğitimi alan her öğrenci sosyal bilimci mi oluyor da peki ya çağın en gerekli eğitimi bilgisayar bilimi eğitimi neden okullarda verilmiyor? Bilgisayar Bilişimi Eğitimi verilirse herkes gerekli donanıma sahip olarak bu bilimden günlük hayatında en verimli şekilde yararlanır, üretmesinin önü açılır. Bilgisayar bilimine ihtiyaç olmayan sektör var mı? Turizm’de bile en basitinden bir rezervasyon için yazılım sistemine ihtiyaç var, defter tutulmuyor.
ABD Başkanı Obama 2014 yılında bu konu hakkında yaptığı bir açıklamada: “Sadece tüketici olmayın. Hayatımızın her anına dokunan bu teknolojiyi öğrenin. Kimse, bilgisayar bilimcisi olarak doğmaz. Ama bilgisayar bilimcisi olmak, korkulduğu kadar zor değildir. Ülkemizi en rekabetçi kılacak olanlar, Amerika’nın gençleridir” dedi. Dünyanın en büyük ülkelerinden birinin başkanı bu sözler ile yapılacak yatırımların önünü ve gençlerin ufkunu açmak istiyor. Bizim de bu sözleri feyz alarak hareket etmemiz gerekiyor. Eğer gençlerimiz kendilerine daha iyi bir gelecek hazırlamak istiyorlarsa bu yol Bilişim Teknolojilerinden geçiyor.