Amazon Web Services daha etkin, başarılı ve paylaşımcı şehirlere sahip bir gelecek için bulut bilişim hizmetlerinden nasıl faydalanılabileceğine dair 5 ipucu paylaşıyor:
1. Bulut bilişim hizmetleri ile potansiyeli ortaya çıkarın
Akıllı ve paylaşımcı şehirler yaratmanın olmazsa olmazı, sağlam bir bulut sunucusudur. Bir başka deyişle bulut çözümleri, akıllı şehirler yaratmayı mümkün kılar. Şehirlerin her ay binlerce petabyte büyüklüğünde veri üreteceği göz önünde bulundurulduğunda, sağlam bir bulut altyapısına sahip olmanın ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Tüm bu bilgilerin güvenli bir biçimde saklanması gerekiyor. Kesintisiz veri akışı gereksinimlerini karşılamak amacıyla depolama kapasitesini sürekli olarak yükseltebilmek için bulut çözümünün ölçeklendirilebilir olması da oldukça önemli. Bir şehir ortamında sınırsız sayıda veri setini gerçek zamanlı analiz edebilen bulut analitikleri de vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmede kritik rol oynuyor.
Bunun güzel bir örneğini yakın zamanda Vestel ve Antalya Büyükşehir Belediyesi de hayata geçirmeye hazırlanıyor. Vestel AWS Nesnelerin İnterneti (Internet of Things – IoT) hizmetlerini kullanarak Konyaaltı Sahili’nde trafik ışıklarından elektrikli arabalara, akıllı telefonlardan dijital panellere kadar pek çok cihazı birbirine bağlayan bir ağ ortamı oluşturuyor. Güven Çemberi projesi kapsamında Vestel tarafından geliştirilen güneş enerjisi ile çalışan Endirek adlı akıllı şehir direkleri, Büyükşehir Belediyesi tarafından Konyaaltı sahilinde kurulacak. Bölgeye kurulacak 115 adet akıllı direk çocukların, Alzheimer gibi rahatsızlıkları olan yaşlıların ve evcil hayvanların takip edilmesini kolaylaştıracak ve çocuklar veya ihtiyaç duyan kişiler güven çemberinin dışına çıktığında sistem uygulama üzerinden ailelerin cep telefonlarına bilgi iletecek.
Belediyeler için tipik bir IoT senaryosu, bilgi almak için tüm bölgeye birbirine bağlı sayısız kablo ve sensor yerleştirmek olabilir. Ancak bu yöntemin en önemli sorunu oldukça maliyetli yatırımlar gerektirmesidir. Bu yüzden herhangi bir şehir için uygulanabilir alternatifler göz önünde bulundurulabilir.
2. Mevcut kaynaklardan faydalanın
Alternatiflerden biri, şehirde halihazırda kullanılan sensörlerden faydalanmaktır. Bunun nasıl yapılabileceği ile ilgili güzel bir örnek, şehirde gezerken insanlara yakınlarındaki uygun park yerlerini gösteren akıllı mobil park uygulamaları olabilir. Örneğin İspanya’da entegre mobil çözümleri üzerinde uzmanlaşan EYSA tarafından geliştirilen ParkXplorer, AWS bulut hizmetlerinden faydalanarak park metrelere, akıllı telefonlara, park sensörlerine ve ekosistemdeki diğer ilgili cihazlara bağlanıyor ve vatandaşlara kolay ve gelişmiş bir park hizmeti sunuyor. ParkXplorer, ekosistemdeki tüm öğeler tarafından üretilen bilgilerin toplanması, entegre edilmesi ve işlenmesi için Büyük Veri teknolojilerinden faydalanıyor ve kaynak yönetimini en yüksek seviyeye çıkarmak ve arka planda yürütülen işleri optimize etmek için gerçek zamanlı, aksiyon alınabilir geri bildirimler sağlıyor.
3. Her yerden bilgi alın
Mevcut altyapıdan faydalanmanın diğer bir yolu da örneğin otobüs veya trafik ışıklarına ucuz maliyetli, çok güçlü olmayan sensörler yerleştirerek onları bilgi toplayan cihazlar haline getirmek olabilir. Örneğin İstanbul gibi büyük bir şehirde sensörlerle donatılmış otobüsler şehirde gezerken trafik akışı, karbondioksit seviyesi, hava durumu gibi bilgileri toplayabilirler. Bulut analitiği ile bu bilgiler analiz edilebilir ve hangi bölgelerde yoğun trafik veya kaza olabileceği ya da hava kirliliğinin güvenli olmayan seviyelere ulaştığıyla ilgili vatandaşlar mobil uygulamalardan bilgilendirilebilir. İnsanlar genelde şehirlerin yaşayan varlıklar olduğunu söylerler – bu yöntem sayesinde şehre gerçek zamanlı bir MR çekilebilir.
4. Dış kaynaklardan destek alın
Sensörler bağlamak bulutu daha akıllı ve paylaşımcı şehirler yaratmak için kullanmanın tek yöntemi değil. Bulut aynı zamanda açık veri setlerinin yayınlanması için de kullanılabilir.
Veri setlerini paylaşmanın en önemli avantajlarından biri, bireysel geliştiricilerin ya da küçük işletmelerin kendi uygulamalarını geliştirmelerine olanak sağlaması. Bu uygulamalar makul bir ücret karşılığında satılabiliyor ya da reklamla desteklenerek uygulama geliştiricilere gelir sağlıyor. Bu döngü, inovasyonu sürekli olarak destekleyen bir uygulama ekosistemi ortaya çıkarıyor.
Bu tarz örnekleri şimdiden görmeye başladık bile. Örneğin İngiltere’deki Peterborough Belediye Meclisi’ni ele alalım. Meclis şehrin dört bir yanındaki okullara hava tahmin istasyonları yerleştirdi. Bu sensörler meteorolojik hareketleri ve iklim hareketlerini sürekli olarak gözlemliyor. Elde edilen veriler fen bilimlerinden sosyal bilimlere kadar okullarda verilen pek çok dersin programına entegre edilebilir ve eğitimi neredeyse gerçek zamanlı hale getirebilir. Meclis aynı zamanda bu verileri açık kaynak haline getirmenin, yeterince geliştirici istihdam edememe sorununa da çözüm getirdiğini fark etti.
5. Açık veri sayesinde vatandaşları uygulama geliştiricilere dönüştürün
Gerçek bir akıllı şehir sadece veri toplayan sensörlerden değil, aynı zamanda birbirlerine fayda sağlayan bir sisteme katkı yapan ilgili vatandaşlardan oluşur.
Akıllı şehirler ve bulut teknolojileri birbirleriyle çok uyumlular. İlki sürekli olarak değişip vatandaşlarının ihtiyaçlarına göre şekillenirken bulut bilişim hizmetleri de kullanıcılarının gelişen ihtiyaçlarına kolayca uyum sağlayabiliyor.
Şehirler vatandaşları sadece bilgi alan değil, aynı zamanda açık veri setlerini kıllanarak uygulama geliştiren bireyler olarak görmeliler. Buradan yola çıkarak toplanan bilgiler Amazon Web Services gibi güvenli bulut teknolojileri kullanılarak analiz edilebilir. Bu, şehirlerin gelişimine katkı sağlamanın yanı sıra vatandaşlara da daha iyi yaşam koşulları sunarak akıllı şehirlerin potansiyelini hayata geçirebilir.