Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric’in Dünya Başkan Yardımcısı Luc Remont, Türkiye ziyareti kapsamında enerji yönetimi ve otomasyon konusunda dijitalleşmenin giderek arttığını belirterek bu sayede pek çok alanda entegrasyonun sağlanabildiğini aktardı.
180 yıllık bir geçmişe sahip ve lider bir şirket olarak uzun yıllardır dijitalleşme konusunda adımlar attıklarını ve bu alanda çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Remont, dijital yenilikler sayesinde Türkiye’de ve tüm dünyada gelişme gösterdiklerini söyledi. Schneider Electric’in bir sanayi şirketi olması nedeniyle dijitalleşmenin kendileri için kaçınılmaz olduğunu söyleyen Remont, “Dijitalleşme 100 ülkede 200’den fazla fabrikamızı yönetmemizi sağlıyor. Biz dijitalleşmeyi önce etkin yönetimi sağlamak üzere kendi binalarımızda ve fabrikalarımızda kullandık. Bünyemizde kullandığımız takip edilebilirlik ve izlenebilirlik, müşterilerimize de aynı standartlarda hizmet sunabilmemizi sağlıyor. Bir otomasyon şirketi olarak, bir fabrikayı sıfırdan alıp son aşamasına kadar geliştiriyoruz. Bunu yaparken de dijitalleşme ile birlikte çok önemli faydaları görebiliyoruz.” dedi.
Makine arızalarının erkenden tespit edilmesinin tasarruf sağladığını ve dijitalleşme öncesinde yaşanan arızaların üretimde kesintiye ya da enerji kaybına yol açtığını belirterek bugün gelinen noktada insan gözüyle kritik gözükmeyen bir durumun aslında çok önemli olabileceğini iletti. Remont geliştirdikleri otomasyon sistemleri ile bu tür kritik durumların öngörülebildiğini ve anında tespit edildiğini ifade etti. Schneider Electric’in tesislerinde ve binalarında da bu sistemlere yatırım yaptıklarını ve daha iyi görüntüleme, süreç yönetimi ve kaynak kullanımı ile birlikte tüketimlerinde yüzde 75 oranında tasarruf ettiklerini belirten Luc Remont, “Dijitalleşme ile iş yapış biçimlerini değiştiriyorsunuz. Bu da inanılmaz sonuçlara yol açıyor.” dedi.
“Türkiye’nin büyük bir iştahı var”
Dünyada büyük bir rekabet olduğunu ve en hızlı olanın en fazla gelişim kaydederek en büyük yeri kapacağını belirten Schneider Electric Dünya Başkan Yardımcısı Luc Remont, “Türkiye’nin yetkinliği çok güçlü, gelişmekte olan piyasalar ile karşılaştırdığımızda çok güçlü bir ülke. Çünkü endüstriyel bir ağa sahip. Bu endüstriyel ağ içerisinde makine teknolojisini barındırıyor. Ekonomik ağ olarak baktığımız zaman da güçlü ve başa baş rekabet edebilecek durumda. Dijitalleşme anlamında da üst sıralarda olduğunu düşünüyorum. Bu konuda yapılan yatırımlar da bunu gösteriyor. Türkiye’nin büyük bir iştahı var.” dedi.
Türkiye’de var olduğumuz günden bugüne Türkiye’nin gücü karşısında hiç hayal kırıklığına uğramadıklarını vurgulayan Remont, “Türkiye, özellikle piyasanın güçlü koşullarına karşı durma noktasında yetkinliğini ortaya koydu. Yalnız bizim sektörümüzde değil, bütün sektörlerde Türkiye başa baş rekabet edebilecek durumda. Yüksek motivasyon çok önemli. Bu konuda geçen yıl ikna olduk.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de bulunan 2 tesiste global ürünler ürettiklerini belirten Schneider Electric Türkiye ve Orta Asya Bölge Başkanı Bora Tuncer ise, İnsan Kaynakları anlamında da dünya standartlarında insan yetiştirerek başka ülkelere transfer ettiklerini ve geçen yıl şirket olarak gerçekleştirdikleri Inovasyon Zirvesi’nde, dünyada gerçekleştirdikleri zirvelere oranla en fazla öğrenci katılımının gerçekleştirdiğini aktardı ve tüm bu göstergelerin Türkiye’nin iştahını ortaya koyduğunu söyledi.
Remont: “Daha yaşanabilir bir dünya için çalışıyoruz”
Schneider Electric olarak sorumluluklarının enerji yönetimi konusunda zorluklara karşı çözüm getirmek olduğunu ifade eden Luc Remont, etkin bir altyapı geliştirmek için etkin şehirlere ihtiyaç olduğunu belirtti. Enerjiye erişimin herkesin hakkı olduğunu vurgulayan Remont, “Enerjiyi herkese sunmak isterken, karşımıza küresel ısınma sorunu çıkıyor. Teknolojinin bu anlamda da çözüm getirmesi gerekiyor. Bu nedenle Schneider Electric olarak, daha yaşanabilir bir dünya için çalışıyoruz.” dedi.
Mersin Şehir Hastanesi’nin tasarım aşamasından itibaren tamamen Schneider Electric çözümleri ile yapılmış bir proje olduğunu ve bu sayede önemli enerji tasarrufu sağladığını belirten Bora Tuncer, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde ve çeşitli maden tesislerinde geliştirdikleri çözümler ile enerji verimliliği sağladıklarını aktardı. Mersin Şehir Hastanesi’nde önleyici bakım fazına geçmek üzere çalışmalar yürüttüklerini aktaran Tuncer, kendilerinin tamamladığı 6 şehir hastanesinde bina yönetim sistemleri, enerji dağıtım, izleme ve kontrol çözümleri sunduklarını ifade etti. Tuncer, “Enerji verimliliği ile Türkiye gibi enerji ithalatçısı bir ülkeye, makroekonomik açıdan da fayda sağlamış oluyoruz.” dedi.
Akıllı şehirler için karar merkezi ve niyet olmalı
Akıllı şehirler konusunda da görüşlerini aktaran Schneider Electric Dünya Başkan Yardımcısı Luc Remont, etkin bir şekilde dijital olarak yönetilen şehirler olarak tanımladığı akıllı şehir kavramının altyapısı eski şehirlere göre yeni kurulan şehirlere uygulamanın daha kolay olduğunu belirtti. Schneider Electric’in akıllı şehirler alanında enerji yönetimi ve otomasyonundan sorumlu olduklarını vurgulayan Remont, şu anda dünyada bulunan akıllı şehirlerin küçük şehirler olduğunu, büyük şehirlerin dönüşümü noktasında ise bir karar merkezinin ve niyetin olması gerektiğini aktardı.
İstanbul’daki hizmetlerinin mevcut durumda bir kısmının dijitalleşmiş durumda olduğunu belirten Bora Tuncer ise; “İstanbul gibi büyük bir şehrin tek seferde dijitalleşmesi mümkün gözükmüyor. Ancak tek seferden ziyade, parça parça dijitalleşerek, sonunda tek bir merkezden yönetim sağlanabilir. “ dedi.
“Yazılımlarımız, yerli yazılımcılara yurtdışına açılma fırsatı sunuyor.”
Sundukları enerji yönetimi ve otomasyon çözümlerinde bulunan yazılımlarının içinde yapay zeka olduğunu aktaran Remont; müşterilerinin altyapılarına fayda sağlayacak şekilde kullandıkların ifade etti. İngiltere merkezli Aveva ile birlikte endüstriyel yazılım özelinde çalıştıklarını vurgulayan Luc Remont, “Sektöre özel yazılımlar geliştirebiliyoruz. Bunların içinde de kendi kendine karar alabilecek yapay zeka teknolojileri kullanılıyor.” dedi.
Petrokimyadan demir çeliğe pek çok sektörde Aveva ile geliştirdikleri yazılımların kullanıldığını belirten Remont; bazı özel ihtiyaçlar için yerli çözümler de geliştirebildiklerini ve yerli yazılım ortaklıkları yapabildiklerini ifade etti. Bu konuda bir “erken girişim”lerinin olduğunu aktaran Remont; “Umuyoruz ki, Türkiye’deki yazılımcılarla da çalışma fırsatı yakalayacağız.” dedi.
Schneider Electric’in yazılımlarının açık kaynaklı olduğunu vurgulayan Bora Tuncer ise, “Türkiye’deki pek çok ortağımız, kendi yazılımlarını bizim yazılımlarımız ile entegre edebiliyor. Yazılım ve ürünlerimizin, diğer yazılımlar ile entegrasyonu Türkiye’deki yazılımcılara yurtdışına açılma fırsatı sunuyor.” şeklinde konuştu.
Remont: “Bizim için devamlılık önemli. Türkiye’ye güveniyoruz.”
Dünyada enerji üretim şekillerinin değişmeye başladığını ve Schneider Electric’in de bu yönde yenilikler geliştirdiğini belirten Bora Tuncer; tüketicilerin artık kendi enerjilerini üretebildiklerini ve bunun da enerji yönetiminin dönüşümünü getirdiğini vurgulayarak “Türkiye’nin yönü neredeyse, biz o alanlarda çözüm üretiyoruz.” dedi.
Son dönemde madencilik ve turizm sektörlerinde yoğun işler gerçekleştirdiklerini belirten Tuncer; savunma sanayiinde gerçekleştirdikleri çalışmaların giderek arttığını, yenilenebilir güneş enerjisinde de Türkiye’nin yeniden hızlanacağını öngördüklerin aktardı.
Uzun yıllardır Türkiye’de faaliyette olduklarını ve dönem dönem bazı sektörlerin hızlanarak bazılarının yavaşladığını vurgulayan Luc Remont, “Dünyanın pek çok yerinde istikrar ya da istikrarsızlık yaşanabiliyor. Ancak bizim için devamlılık önemli. Bu anlamda da Schneider Electric olarak Türkiye’ye güveniyoruz.” şeklinde konuştu.