Accenture, her sene gerçekleştirdiği Global Tüketici Eğilimi Araştırması’nın 2013 sonuçlarını açıkladı. İçinde Türkiye verilerinin de yer aldığı araştırma; 33 ülkede, finansal hizmet tedarikçileri, internet hizmet tedarikçileri, sigorta, tüketici ürünleri, tüketici elektroniği üreticileri, mobil telefon şirketleri de dahil olmak üzere 10 farklı sektörde, 13 bin 168 tüketicinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Araştırmayla ilgili olarak Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş; “Dokuzuncusu yayınlanan Global Tüketici Eğilimi Araştırması; değişen tüketici davranışları ve beklentilerinin, Türk tüketicisinin dijital dönüşümü ile dijital müşterilerin sayısındaki artış ve bu alanda var olan iş yapış fırsatlarına dikkat çekiyor.
Tüketicinin tedarikçisini değiştirmesi ile meydana gelen ‘ekonominin değişimi’ gelişmiş pazarlarda yıllık toplam harcanabilir gelirin yüzde 10-15’ini, gelişmekte olanlarda ise yüzde 20-25’ini temsil ediyor. Türkiye’de ise bu rakamın 142 milyar dolar’a ulaştığını söyleyebiliriz, bu rakam tüketicilerin senelik harcanabilir gelirinin yüzde 24’ünü temsil ediyor.
Bu oranla Türkiye; Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Güney Afrika ülkeleri arasında Rusya’dan sonra ikinci büyük potansiyeli temsil ediyor. Ayrıca bu durum şirketler için büyük potansiyel fırsatları ve riskleri beraberinde getiriyor ve değişen ekonomide kazanan taraf olabilmek için, şirketlerin dijital olması ve farklılaşması gerekiyor.” diye belirtti.
Tüketici dijital adaptasyonunu tamamlıyor
Accenture Türkiye Tüketim Grubu Lideri Özlem Kestioğlu, mobil bağlantılı cihazların 2013’te dünya nüfusunun sayısını geçtiğine işaret ederken, günlük 1 milyara yakın aktif Facebook kullanıcısı olduğuna ve kullanıcıların 2,5 milyar adet içerik paylaştığına dikkat çekiyor. 2016’ya kadar her dört kişiden birinin iki veya daha fazla mobil cihaza sahip olacağı, bu oranın yüzde 9’unun ise üç veya dört cihaza sahip olacağı öngörülüyor. 2017’de 4G üyeliklerinin mobil data trafiğinin yüzde 45’ini oluşturacağı, Twitter kullanıcılarının her gün 400 milyon Twit atacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de 34 milyon (online nüfusun yüzde 94’ü) Facebook kullanıcısı bulunurken, toplam Twitter kullanıcı sayısının 12 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Mobil abone sayısı 69,7 milyonu (Yüzde 91 penetrasyon) ve 3G abonesi 49,3 milyonu bulan Türkiye’de 32,6 milyon genişbant internet abonesi bulunuyor.
Tüm bu bilgiler, Türkiye’nin dijital hizmetler için çok büyük potansiyel taşıdığına işaret ediyor. Yaptığımız tüketici araştırması da gösteriyor ki; Türkiye’de kullanıcıların yüzde 82’si sosyalleşmek için sosyal medyayı kullanırken, hiç de azımsanmayacak bir oranla yüzde 60 ila yüzde 80 kullanıcı da üretici-tüketici ilişkileri için sosyal medyayı kullanıyor.
Beni tanı: Tamamen benimle alakalı olsun!
Tüketiciler artık daha çok kendi ihtiyaçlarıyla ilgili önerileri duymak istiyorlar. Sadece online kanallarda değil, mağazada ve servis sağlayıcıya her dokunduğu noktada tanınmak istiyorlar. Global Tüketici Eğilimi Araştırması; kişiselleştirilmiş hizmetler sunma noktasında, sektörlerin 2012 yılına kıyasla çok fazla yol kat edemediğini gösteriyor.
Türk müşterilerin sadece yüzde 25‘i kendine özel hizmetler sunulduğunu düşünüyor. Bunu başarmak için ileri analitik araçları kullanılarak tüm kanalların entegre edilmesi ve anlık akıllı öneriler yapabilir sistemler tasarlanması önemli.
Türk tüketicilerin yüzde 75’i kendi istek ve ihtiyaçlarına özel tasarlanmış pazarlama ve satış kanalları olması durumunda, şirket ve ürünlerle ilgili bilgi almak için online kaynakları daha çok kullanabileceklerini belirtiyor. Bugün online kaynakları kullanmayan Türk tüketicilerin yüzde 56’sı eğer kendi kişisel bilgilerini verdikten sonra bu bilgilerin farklı amaçlarla paylaşılmayacağını ya da spam – istenmeyen e-posta gönderimi saldırısına mağruz kalmayacağı garanti edilirse bu kanalları daha etkili kullanabileceğini söylüyor.
Beni mutlu et: Her kanalda kesintisiz bir deneyim olsun!
Araştırma gösteriyor ki; Türk tüketicilerin yüzde 80’i müşteri hizmetlerini kullanırken farklı kanallardan kendilerine aynı sorularının sorulmasından ya da aynı önerilerin farklı kanallardan tekrar gelmesinden çok rahatsız oluyorlar. Bunun için; her kanalda birbiriyle tutarlı hatta kesintisiz hizmet sunabilmek için “non-stop” müşterilerinin dinamiklerini değiştirmek gerekiyor. Sadece dijital kanalları geliştirmek değil, tüm kanalları yeniden gözden geçirerek hedeflenen yapının kurulması önem taşıyor.
İşimi Kolaylaştır: Özünde mobil olsun!
“PC tabanlı” internet kullanımı tüketicilere birçok olanak sunarken, şimdi mobil internet erişimi tüketicilere çok daha fazla kolaylık sağlıyor. Dijital kanallara erişen Türk tüketicilerin yüzde 38’i mobil cihazlar üzerinden erişim sağlarken, toplamda yüzde 50 oranında zamandan tasarruf ediyor.
Türk tüketicilerin yüzde 46’sı firmaların mobil kanallarını, daha çok satış ve pazarlama hizmetlerinde öne çıkardıklarını ama satış sonrası servis ve destek için mobil kanal üzerinden çok da hizmet veremediklerini belirtiyor.
Diğer yandan kötü servis aldığı için hizmet sağlayıcısını değiştirme kararı alan Türk tüketicilerin yüzde 45’i kendilerine mobil kanal üzerinden erişilseydi kararlarına etkisi olabileceğini ve farklı davranabileceklerini ifade ediyorlar. Ayrıca araştırma; lokasyon bazlı kampanyaların müşterilerin yüzde 70’i tarafından çok olumlu algılandığını ve kampanyalara katılım oranlarının yüksek olduğunu gösteriyor.