ABD Savunma Bakanlığı bilgisayar korsanlarına karşı Silikon Vadisi’nin genç ve yenilikçi şirketlerine girişim sermayesi fonu vermeye başlayacağını duyurdu.
Askeri-siyasi çatışmalar savaş meydanından siber dünyaya taşındıkça ABD’nin savunma kurumları, ülkenin geçirgen İnternet savaş meydanını güvene almak için Silikon Vadisi’nin teknoloji girişimcilerine ve genç yenilikçi şirketlere füzeler ve tanklardan daha fazla bağımlı hale geliyorlar.
ABD Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz ay enerji nakil hatları şebekesinden, en gizli askerî yazışmalara kadar her şeyi hedef alan bilgisayar korsanlarına ve devletlere karşı Pentagon’un daha ileri siber güvenlik ve istihbarat sistemleri geliştirmesine yardım edecek Vadi’nin genç ve yenilikçi şirketlerine girişim sermayesi fonu vermeye başlayacağını duyurdu.
New York’ta bulunan Stilwell Bilim ve Teknolojide İleri Çalışmalar Merkezi adlı düşünce kuruluşunun kurucusu ve yönetici müdürü Kim Taipale, “Siber güvenlik, bilgi savaşı ve çevrimiçi korunma ile uğraşmanın büyük bir savunma meselesi olduğu ve bu alanların ordunun aktif bir rol alacağı alanlar olduğu açıkça ortaya çıktığında, Silikon Vadisi’nin müdahil olmamasının imkânsız olacağı görülecektir” şeklinde konuşuyor.
Pentagon’un İlk Sürdürülebilir Yatırımı
Pentagon’un bu programı, genç teknoloji şirketlerine ülkenin istihbarat yapısının dışından bir federal ajans aracılığıyla yaptığı ilk sürdürülebilir yatırım olma özelliğini taşıyor. Yatırımlar, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) 16 yıl önce kâr amacı gütmeyen stratejik bir firma olarak kurduğu ve aynı zamanda Google Earth’ın ortaya çıkarılmasına yardım eden Keyhole gibi şirketlere destek çıkmış olan In-Q-Tel üzerinden yapılacak. Bu, Vadi’ye hükümetin daha fazla para akıtacağı anlamına geliyor. Her ne kadar ABD Savunma Bakanlığı miktarı gizlese de en ileri teknolojiye sahip genç firmalar, dışarıdaki en büyük müşterilerden biriyle anlaşma yapacaklar; yani federal hükümetle.
Silikon Vadisi’ndeki teknoloji firmaları; Washington’da daha önce görülmemiş bir hızda ve düşük maliyette mikro uydular, insansız hava araçları inşa ediyorlar. Büyük verilere ve biyoteknolojiye öncülük ediyorlar, 3 boyutlu baskı ve robot biliminde keşifler yapıyorlar. Bu teknolojiler de, ordunun istediğini söylediği teknolojiler.
ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri de “Çığır açan yenilikleri üretmek için gerekli olan uzmanlığın büyük kısmı artık savunma dışı ticari sektörde bulunuyor. Bu teknolojiler artık giderek artan bir şekilde küçük ve yeni şirketlerde bulunuyor, sadece birinci sınıf kurumsal laboratuvarlarda değil” diyor.
Bu, Savunma Bakanlığı’nın Silikon Vadisi’ne ilk gelişi değil. 1960 ve 1970’li yıllarda Vadi, Yarımada boyunca fabrikalar kuran Lockheed Missiles ve San Jose’de askerî muharebe araçlarını inşa ve test eden FMC gibi havacılık ve askeri sektör müteahhitleriyle doluydu.
Ancak bu yeni girişim, yazılıma donanımdan daha çok odaklanıyor. Savunma Bakanı Ashton Carter tarafından duyurulan Pentagon’un bu programı, güç ve aklın iki yatağı olarak görülen ve son yıllarda birbirlerine yakınlaşan Silikon Vadisi ile Washington arasındaki ilişkilerin derinleştiğine işaret ediyor.
Washington – Silikon Vadisi İlişkisi Artacak
Ulusal Risk Sermayesi Birliği Başkanı ve True Ventures’un kurucusu Jon Callaghan, “Washington ve Silikon Vadisi arasında giderek artan bir ilişki ve anlayış göreceğiz. Şirketler büyüdükçe ve birçok defalar Washington’ın sadece bir düşman değil dost da olabileceğini anladıkça bu ilişki her geçen yıl güçlenecek” ifadelerini kullanıyor.
Pentagon ayrıca programın bir parçası olarak Silikon Vadisi’ndeki ilk ofisini açacak. Üst düzey Savunma Bakanlığı yetkilisi, “yeni gelişmekte olan ve çığır açıcı teknolojileri gözetlemek ve Savunma Bakanlığı ile doğrudan ilişki kurmakla” görevlendirilmiş faal görevde olan askeri ve sivil personel olacağını söylüyor. Ayrıca İç Güvenlik Bakanlığı da, geçen ay açıkladığı üzere “kritik ilişkileri güçlendirmek için” Vadi’de bir ofis açıyor.
Ancak bu yeni savunma adımı, Edward Snowden’in Ulusal Güvenlik Ajansı’nın Yahoo ve Google veri merkezlerine bağlanan dünya genelindeki iletişim bağlantılarını kişisel hesaplara ulaşmak için kırdığını, Cisco tarafından Amerika dışındaki uzmanlar için geliştirilen ağ ürünlerine müdahale ettiğini ve veri takip teknolojilerini gizlice uygulamaya soktuğunu gösteren ifşaatlarıyla kalıcı düşmanlığın canlandığı bir dönemde geliyor. Başkan Barack Obama Şubat ayında daha çetin siber güvenlik yasaları için desteği artırmak adına bir konuşma yapmıştı: Ancak Google, Facebook ve Yahoo’nun CEO’ları bunu kabul etmediler. CEO’ların bu duruşu gizlilikle ilgili konularda yaşanan gerginlikten dolayı bir tersleme olarak görülmüştü.
Pentagon’un vadiyle bağlantısı olan In-Q-Tel, Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçlarına hizmet etmek için teknolojiye yatırım yapmak ve teknoloji tanımı yapmakla görevlendirildi. Bakanlığa satış yapma potansiyeli genç şirketler için devasa bir kaynak akışı açıyor ve In-Q-Tel şirketlere geliştirdikleri teknolojilerini Pentagon’un ihtiyaçlarına göre adapte etmelerine yardım edecek ve hükümetle anlaşmalarını kolaylaştıracak.
Bain Capital Ventures ortaklarından olan ve 20 yıldır teknoloji güvenliği sektöründe çalışan Enrique Salem, “İhtiyaçlarının ne olduğunu anlamak için daha önce istihbarat ve savunma toplulukları ile çalışmamış olan genç şirketler için bir fırsat olacak” diye konuşuyor.
“Risk Almaya Değer Bir Fikir”
1999 – 2006 yılları arasında In-Q-Tel’in kurucu CEO’luğunu yapan Gilman Louie, 1999 yılında kurulan In-Q-Tel’in çoğunlukla CIA’de bilim ve teknoloji danışmanlığı yapan ve istihbarat topluluğunda üst kademelere gelen ilk kadınlar arasından bazı kadınların “risk almaya değer bir fikir” diyerek öncülük ettiği ve Washington’daki bazı isimlerin şiddetle karşı çıktığı 30 milyon dolarlık bir deney olduğunu söylüyor. O zamandan bu yana şirket, devrim teknolojisini tanımlama kabiliyetini daha erkenden kanıtlamıştı. CIA adına, daha sonra 4,1 milyar dolarlık bir şirket haline gelen Cloudera gibi büyük veri şirketlerine ve 15 milyar dolarla Vadi’nin en değerli şirketlerinden olan Palantir gibi şirketlere erken yatırımlar gerçekleştirmişti. Louie, “Eğer Amerikan istihbaratındaki karışık bir sorunu çözebilirseniz, muhtemelen sınıfının en iyisi personele sahipsinizdir. Hamaratlık onayını almış olursunuz” diyor.
In-Q-Tel şirketleri tek başına desteklemiyor; aksine finansmanın aslan payına ortak olmak ve katkı sunmak için geleneksel girişim şirketlerine bağlı kalıyor. Bu yüzden vadinin girişim şirketlerinin gemide olması programın başarısı için hayati öneme sahip.
Andreessen Horowitz’in ortaklarından olan Margit Wennmachers, Carter için “O bizden biri, bizim dilimizden anlıyor. Silikon Vadisi ile Savunma Bakanlığı arasındaki duvarları daha geçirgen yapmaya çalışıyor. Bu gerçekten zekice bir yol, çünkü güvenlik alanındaki bir sonraki büyük gelişme muhtemelen genç şirketlerden gelecek, büyük şirketlerden değil” diye konuşuyor.