DOOM The Dark Ages, 15 Mayıs’ta PC ve konsollar için çıkıyor. Oyunun ilk günden GamePass’e geleceğini, koleksiyonluk sürümünün de hazırlandığını belirtelim. Koleksiyonluk sürümde 12 inç DOOM Slayer heykeli, steelbook ve replika key card gibi fiziksel ürünler yer alacak. Dijital içerikler tarafına baktığımızda ise; soundtrack albümünü, sanat tasarımlarını, skin paketini ve senaryo modu DLC’sini (Evet, evet!) göreceğiz. Üstelik koleksiyonluk sürümü ön sipariş veren oyuncular, oyunu 2 gün öncesinde, yani 13 Mayıs’ta oynama imkânına da erişecek. Geçtiğimiz günlerde bu yeni oyun için özel bir sanal gösterim gerçekleştirildi ve tabii ki biz de oradaydık. Şimdi de edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşma zamanı.
DOOM The Dark Ages ‘ta kendinizi cehennem güçlerine karşı gerçekleştirilen ortaçağ savaşının merkezindeki bir süper silah olarak hissedeceksiniz. Bu, direkt olarak Oyun Yönetmeni Hugo Martin’in paylaştığı bir detay. Oyun, keşfedilebilir lokasyonların yer aldığı bir sinematik fantastik/bilim kurgu dünyasında geçiyor.
DOOM 2016’nın öncesine, orta çağa gidiyoruz!
DOOM The Dark Ages, DOOM 2016’nın öncesinde geçen bir oyun. Dolayısıyla DOOM 2016 ve DOOM Eternal’da bahsi geçen pek çok şeye bu kez direkt tanık olma şansına erişeceğiz. Öte yandan, bu yeni oyunda yepyeni karakterler, boss’lar ve daha fazla ara video olduğu gibi, önceden tanıdığımız bazı karakterler de olacak. Örneğin, Betrayer. Onu hatırladınız mı? Hani oğlunu kurtarmak için silah arkadaşlarına ihanet ediyor ve daha sonra daha büyük bir belanın, yani Icon of the Sin’in ortaya çıkmasında rol oynuyordu. Gerçekten oğluna ne oldu ve ihaneti nasıl gerçekleştirdi, belki de bunları da görebileceğiz bu yeni macerada. Bir diğer dikkat çekici isim ise, The Marauder. Slayer efsanesini kabul etmeyen bu yaratıkların kökenine de inme şansımız var bu oyunda.
Hugo Martin, The Dark Ages’ın DOOM 2016 öncesini konu alması sayesinde pek çok noktayı yeniden düşünme ve tasarlama şansına eriştiklerini ifade ediyor. Silahlardan yaratıklara, haritalara kadar pek çok değişiklik söz konusu.
Ve Martin ekliyor, “Eğer DOOM serisinde yeniyseniz, başlamanız için bu harika bir oyun. Eğer seriyi zaten biliyorsanız, bu yeni oyunun da serinin köklerine sadık kalarak hazırlandığını görmek hoşunuza gidecektir.”
DOOM Eternal’da kendimizi bir nevi bir savaş jeti olarak hissediyorduk. The Dark Ages’ta ise adeta bir Iron Tank olarak boy göstereceğiz. Daha oturaklı ama yine güçlü bir karakter olarak.
Evet, DOOM Eternal’daki platform öğelerinin büyük kısmı ve dikey oynanış gibi detaylar, bu yeni oyunda yok. Zeminde daha çok vakit geçirecek ve sağlam adımlarla düşmanları biçmek için hareket edeceğiz. Hugo bu durum için “Ağır, güçlü ama hâlâ hızlı” diyor. Dolayısıyla “zeminde geçen yeni savaş sistemine” vurgu yapılıyor. Düşmanların saldırılarıyla karakterimizin hareket hızı arasında bir denge kurulmuş durumda. Kimi zaman bu saldırılardan hızlıca kaçabilecek, kimi zaman da bu saldırıları kalkanımızla savuşturabileceğiz.
Nostaljik detaylardan yola çıkarak seriyi devam ettirmek tabii ki güzel. Ama yapımcılar, her zaman yenilik amaçlı hareket ettiklerini de belirtiyor. Dolayısıyla The Dark Ages’ta yepyeni bir dünya göreceğiz. Yeni haritalar, yeni araçlar ve dahasını.
Shield Saw, kalkan ve testerenin birleşiminden oluşan yeni bir silah. Onu sol elinizde tutarken sağ elinizde de bir silah tutacaksınız ve bu da avantaj sağlayacak.
Örneğin bu kalkan ile düşmanlardan gelen enerji toplarına karşı koruma oluşturabilecek, düşmanları sersemletebilecek, düşmanların fırlattığı enerji toplarını onlara geri fırlatabilecek ve kalkanı düşmana fırlatarak zarar verebileceksiniz. Tabii testere dişleri sayesinde kesip biçebileceğinizi de unutmamalısınız.
Kalkan sayesinde bazı yaratıklarla karşılıklı bir nevi gladyatörleri hatırlatan yakın mücadelelere de gireceğiz. Bu noktada bir diğer önemli yakın dövüş silahı olarak da gürz devreye girecek. Evet, gürz! Hatta tekmelerimiz ve şimşekler çaktıran yumruklarımız da var. Melee, yani yakın dövüş sistemi bu oyunda da önemli.
Ek olarak Glory Kill sisteminin de yenilendiği ve tüm bu kombo ve saldırıların olabildiğince sade bir tuş sistemiyle kontrol edilebilmesinin hedeflendiği de bildiriliyor.
Kafatası öğütücü tüfek!
Çift başlıklı pompalı tüfek, orta çağ motifli detayları ve güçlü vuruş hissiyle bizimle olacak. Buna ek olarak Quake’teki Nail Gun’ı hatırlıyor musunuz? Ona benzer bir tüfeğimiz var; Impale diyorlar adına. Hem bu kez çift başlıklı plazma tüfeğimiz de var. Hugo Martin’in de dediği gibi DOOM, her zaman silahlarla ilgili bir oyun oldu ve bu oyunda da en güçlü DOOM silahlarından bazılarını görebileceğiz, kullanabileceğiz. Belki de en ilginç silah ise, kafatası öğütücü olacak.
Hugo Martin, her DOOM oyununun farklı bir deneyim sunduğunu hatırlatıyor.
DOOM 2016’da koşuyor ve ateş ediyorduk. DOOM Eternal’da zıplıyor ve ateş ediyorduk. The Dark Ages’ta ise “Ayağa kalk ve savaş” modunda olacağız. Tabii önemli bir konu da zorluk seviyesi olacak ve bu kez yepyeni bir sistemin sunulması planlanıyor.
İlk kez bir id Software oyununda “esnek zorluk sistemi” kullanılacak. Böylece oyun hızından düşmanların saldırı gücüne, sizin vereceğiniz hasar düzeyinden düşmanların sersemleme sürelerine kadar pek çok noktayı ayarlayabileceksiniz. Böylece her oyuncunun kendine uygun, daha kişisel deneyimlerini ortaya çıkarabilmesi hedefleniyor.
Pacific Rim etkisi
Ve iki oyundur beklenen an nihayet geldi. Büyük bir bina boyutunda, koca bir Mecha’yı kontrol ederek titanlarla savaşabileceğiz. Bitmedi. Bir de silahlarla donatılan ve havada hızla yol almamıza yardımcı olacak sibernetik bir ejderhamız var. Her zaman olmasa bile oyunun belli noktalarında ejderhamızdan yardım alarak saldırılar gerçekleştirebilecek ve haritayı havadan da keşfetme fırsatına erişebileceğiz.
Orta çağdan kalma yeni dünyalar ve sandbox DOOM deneyimi.
DOOM The Dark Ages’ta karanlık ormanlar, zindanlar, gizli mağaralar, madenler, antik cehennemden manzaralar, savaş alanları ve dahası olacak. Örneğin, şehri savunmak için kale savunmasını güçlü tutmanız ve cehennem titanlarını alt etmeniz gerekiyor. Sonrasında, dışarıya çıkmalı ve etrafı keşfetmelisiniz. Dolayısıyla bu single player deneyimde, tekrar etmek gerekirse, keşfetmek de çok önemli. Bu süreçte pek çok yeni silah ve özel gücü keşfetme ve kullanma şansımız da olacak.
Yapımcılar, “Bir DOOM oyunundaki en büyük dünyanın” bu oyunda tasarlandığını belirtiyor. Bu bir koridor shooter değil ama bir open-world oyun da değil. The Dark Ages, adeta bir sandbox, büyük ve keşfedilebilir haritalarla zengin oynanabilirliği sunma amacında.
Elektro gitar ağırlıklı sert müzikleri bu kez Finishing Move ekibi hazırlıyor.
DOOM Eternal sonrasında Müzisyen Mick Gordon ve id Software arasında bazı sorunlar yaşanmıştı. Görünüşe göre yeni bir iş birliği artık mümkün değil. The Dark Ages’ın müziklerini, ödüllü Finishing Move ekibi hazırlıyor. Tabii ki müzikler, Mick Gordon’ın DOOM 2016’yla sunduğu çizgiyi devam ettirir nitelikte. Tamamen farklı bir çalışma beklemek mantıklı olmazdı zaten.
id Tech 8 oyun motoru
Marty Stratton’ın belirttiğine göre oyun, yepyeni bir motorla hazırlanıyor. Devasa açık alanların ve kalabalık mücadelelerin performans sorunu olmadan ekranlara yansıtılabilmesi önemli. Hatırlarsanız ekip, genellikle 60FPS detayını ön plana alarak hareket ediyordu. Bu yeni oyunda da etkileyici şeyler beklemek hakkımız diye düşünüyoruz. Bu arada…
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen CES 2025 kapsamında, Nvidia ile id Software yetkililerinin katıldığı özel bir toplantı/gösterim gerçekleştirildi ve burada yeni RTX 50 serisinin kullanımından da bahsedildi. Haliyle oyuncular, özellikle yüksek kaliteli dokular, yaratıkların deforme olmaları, animasyonlar ve ışın izleme detayları tarafında nelerin sunulacağını görmek ve deneyimlemek için sabırsız. Konu bir id Software oyunu olduğunda, güncel teknolojilerin ön planda tutulması zaten standarttır. Eh, belki de The Dark Ages’ın da yardımıyla yeni bir sistem toplama vakti gelmiştir.
Multiplayer niye yok?
DOOM 2016’da arcade tipte, eskileri hatırlatan bir multiplayer sistemi vardı. Yine de yaratıkları kontrol ettiğimiz, yeni ve heyecan verici detaylar da vardı. DOOM Eternal’da ise bir tarafta yaratıkların, bir tarafta da Slayer’ın kontrol edildiği BattleMode’a yer verilmişti. Bu, daha yenilikçi bir yaklaşımdı ama çok da oynanmadığını düşünüyorum. Öte yandan Eternal için Invasion modu da planlanıyordu. Yani herhangi bir oyuncunun senaryo modu deneyimine musallat olabilecektik. Ama bu modu muhtemelen vakitsizlik sebebiyle yetiştiremediler ve mod yapımcılarına pasladılar. Dolayısıyla…
Son DOOM oyunlarında, multiplayer tarafın çok da popüler olmadığını söyleyebiliriz. Böylece yapımcılar, zamanı daha verimli kullanabilmek için tamamen single player deneyime odaklı hareket etmeye karar verdi bu kez. Hem Hugo Martin, Mecha kontrolü ve ejderha sürme gibi unsurlara da çok vakit ayırdıklarını belirtiyor. Eğer multiplayer modlar da yapılsaydı, muhtemelen daha fazla vakte ihtiyaç olacaktı ve bu da oyunun ertelenmesine yol açabilirdi. Bilmeyenler için id Software, geçmişten günümüze “ufak bir ekip” kimliğini koruyarak yoluna devam ediyor. Bazı stüdyolar gibi binlerce kişiden değil, sadece 300 civarı kişiden oluşan bir ekip.
“10 senedir modern DOOM oyunları yapıyoruz ve her oyunda dahası için çalışıyoruz.” – Yönetici Yapımcı Marty Stratton.
Her oyunda dahası için hareket etmek, zaten en başından beri id Software’ın benimsediği bir felsefeydi. Dolayısıyla bunun devam ettiğini görmek güzel. Oyun Yönetmeni Hugo Martin de “Şimdiye kadar yapılmış en iyi id Software oyununu ortaya çıkarma” amacıyla hareket ettiklerini ekliyor.
DOOM The Dark Ages, gişe rekoru kırma amacıyla hazırlanan ve yaz aylarında vizyona giren Hollywood aksiyon filmi gibi bir şey. Görünüşe göre güzel bir ilgiyle karşılaşması da zor olmayacak. Oyunun 15 Mayıs itibarıyla satışa sunulacağını, ön sipariş veren oyuncuların ise 13 Mayıs itibarıyla oynama imkânına sahip olabileceğini hatırlatalım.
İlgili Haberler