Siber güvenlik esnekliğini artırmak, günümüzün gelişen siber tehditlerine karşı kendilerini koruyan modern kurumlar için çok önemli. Artık soru saldırıya uğrayıp uğramayacağınız değil, ne zaman uğrayacağınız. Dolayısıyla kurumların uğraşması gereken temel konu “O zaman ne olacak?” sorusu.
Her şeyin başında teknolojiler, insanlar ve süreçler geliyor. Ancak bunların nasıl uygulandığı ve neleri içerdiği, uyumlu bir saldırıyı başarıyla yönetmek ile iyileşmek için mücadele etmek arasındaki farkı yaratan şey. Unutmamalı ki siber güvenlik hareketli bir hedef be bu yüzden esneklik ve uyarlanabilirliğin, kurumsal stratejinin merkezinde yer alması gerekiyor.
İşte her kurumun siber güvenlik esnekliğini artırmak için benimsemesi gereken bir düzine temel önlem:
Dirençli Siber Güvenlik Oluşturmak için 4 Stratejik Yapı Taşı
Sağlam bir siber güvenlik kültürü oluşturun: Kurumunuz genelinde bir siber güvenlik farkındalığı kültürü geliştirin. Yani, her seviyedeki çalışanın yaygın siber risklerin farkında olmasını ve güvenliği sağlamadaki rollerini anlamasını sağlamakla başlayın.
Bunu, düzenli siber güvenlik eğitim oturumları düzenlemeyi, kimlik avı simülasyonları uygulamayı ve iş gücünüzü en son tehditler konusunda bilgilendirmek ve uyanık tutmak için farkındalık programları oluşturmayı içermesini sağlayın.
Kurum içndeki siloları kaldırın: Farklı departmanlar arasında, özellikle de Ağ Operasyon Merkezi (NOC) ve Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) ekipleriniz arasında işbirliği ve iletişimi teşvik edin. Bu, siber güvenliğe yönelik birleşik bir yaklaşım sağlar ve tehditler karşısında yanıt sürelerini azaltır.
İşbirliği yapın ve tehdit istihbaratını paylaşın: Sektördeki meslektaşlarınızla, kolluk kuvvetleriyle ve ilgili siber güvenlik kuruluşlarıyla işbirliği çabalarına katılın ve tehdit istihbaratını paylaşın. Bu kolektif yaklaşım, ortaya çıkan tehditler hakkında bilgi sahibi olmanızı ve proaktif önlemler almanızı sağlayacaktır.
Fortinet, Microsoft, PayPal ve Santander’in desteğiyle Dünya Ekonomik Forumu tarafından yürütülen yeni Siber Suç Atlası projesi, siber suç ekosistemi hakkında bilgi toplayıp harmanlamaktadır ve siber suç faaliyetlerini engellemek için işbirliğinin gücüne iyi bir örnektir.
Siber güvenlik becerileri açığını yaratıcı bir şekilde çözün: Nitelikli profesyonel açığı önemli bir sorun ve rakamsal olarak dünya genelinde 4 milyon açık pozisyona yaklaşıyor. Yalnızca daha önce siber güvenlik deneyimi olan veya ilgili bir alanda lisans derecesine sahip “geleneksel” adayların peşinden gitmek artık etkili bir işe alım stratejisi değil.
Mevcut işgücünüzün eğitimine ve becerilerinin geliştirilmesine yatırım yapmanız ve normal işe alım kanallarınızın dışına bakmanız gerekiyor. Ayrıca, ekiplerinizi gelişen tehditlerle başa çıkabilecek şekilde donanımlı tutmak için sürekli öğrenme ve sertifika programları için fırsatlar sağlamalısınız.
Siber güvenliğiniz için 8 taktik daha!
Olay müdahale planı geliştirin ve test edin: Bir siber güvenlik olayı durumunda atılacak adımları özetleyen kapsamlı bir olay müdahale planı ve ilgili taktikler oluşturun. Ancak çekmecede duran bir planın pek bir değeri yoktur. Ayrıca planlarınızın etkinliğini sağlamak için düzenli olarak test etmeniz ve güncellemeniz gerekir. Bu, kilit paydaşlarınızın farklı siber tehdit türlerine karşı tepkilerini pratik etmelerine ve iyileştirmelerine olanak tanımak için masa başı tatbikatları gibi simüle tatbikatlar yapmayı içerir.
Siber güvenlik olayı iletişim planı oluşturun: Bir siber güvenlik olayı durumunda kurumunuzun üyelerinin iç ve dış paydaşlarla nasıl iletişim kuracağını özetleyen bir iletişim planı geliştirin. Koordineli ve şeffaf bir müdahale sağlamak için rolleri, sorumlulukları ve komuta zincirlerini açıkça tanımlayın.
Gelişmiş bir güvenlik teknolojisi platformuna yatırım yapın: Gelişmiş güvenlik teknolojilerine yatırım yaparak siber tehditlerin önüne geçin. Yeni nesil güvenlik duvarları, saldırı tespit ve önleme sistemleri, uç nokta koruması ve güvenlik bilgi ve olay yönetimi (SIEM) çözümleri gereklidir, ancak silolar halinde çalıştıklarında daha az etkilidir. Yanıt verebilirliği artırmak, satıcı dağınıklığını azaltmak, görünürlüğü ve kontrolü ve merkezi yönetimi geliştirmek için entegre bir sistem olarak çalışmak üzere tasarlanmış sistemler ve platformlar arayın. Bu bütünsel güvenlik yaklaşımı, genişleyen uç ve WFA ortamlarınızı birbirine bağlamak ve korumak için kullandığınız SASE/SSE çözümleri gibi yeni teknolojileri de desteklemelidir. Aynı zamanda, söz konusu herhangi bir platformun, dağıtılmış ağınızın her yerinde tehdit algılama, analiz ve müdahaleyi hızlandırmak için entegre yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi (ML) teknolojilerini içermesi gerekir.
Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama (MFA) ve Sıfır Güven Ağ Erişimi (ZTNA) uygulayın: Hassas sistemlere ve verilere erişim için çok faktörlü kimlik doğrulama uygulayın. MFA, kullanıcılarınızın kimliklerini parolalar, biyometrikler veya akıllı kartlar gibi birden fazla yolla doğrulamalarını gerektirerek ekstra bir güvenlik katmanı ekler. ZTNA’nın eklenmesi, şifrelenmiş tüneller, ayrıntılı erişim kontrolleri, uygulama başına erişim ve sürekli bağlantı izleme sağlayarak hassas kaynaklara güvenli erişimi artırır.
Sistemleri düzenli olarak güncelleyin ve yama uygulayın: Yıllardır yapılan yönlendirmelere rağmen bu, ağ güvenliği ve bütünlüğüne yönelik en önemli tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Güvenlik açıklarının düzenli olarak yamalanması, siber suçlular tarafından istismar edilmesini önlemek için temel bir önlemdir.
Güncellemeleri kolaylaştırmak ve zamanında uygulanmasını sağlamak için bir yama yönetimi süreci oluşturarak işe başlayın. Sıkıcı yama görevlerini otomatikleştirmek için yapay zeka ve diğer sistemlerden yararlanmaya bakın.
Düzenli güvenlik denetimleri ve değerlendirmeleri yapın: Bu proaktif yaklaşım, potansiyel sorunların tehdit aktörleri tarafından istismar edilmeden önce ele alınmasına yardımcı olur. Dahili ekibinizin gözden kaçırabileceği sorunların belirlenmesine yardımcı olmak için dışarıdan gruplardan yararlanmayı düşünün.
Ağınızı bölümlere ayırın ve verileri düzenli olarak yedekleyin: Sağlam bir veri yedekleme ve kurtarma stratejisi uygulayın. Kritik verileri düzenli olarak yedekleyin ve yedeklerin ağ dışında güvenli, yalıtılmış ortamlarda saklandığından emin olun. Bu, bir fidye yazılımı saldırısı veya veri kaybı durumunda kurumunuzun önemli bilgileri hızla kurtarabilmesini sağlar.
Üçüncü taraf güvenliğini değerlendirin ve geliştirin: Tedarik zinciri sağlayıcılarınız gibi üçüncü taraf satıcıların ve ortakların siber güvenlik uygulamalarını değerlendirin ve izleyin. Dış bağlantılar yoluyla olası güvenlik açıklarını önlemek için kuruluşunuzla aynı yüksek güvenlik standartlarına uyduklarından emin olun.
Siber güvenliğe yönelik bütüncül ve proaktif bir yaklaşım, günümüzün sürekli gelişen tehdit ortamının bir adım önünde olmak için büyük önem taşıyor. Kurumlar bu önlemleri uygulayarak siber güvenlik direncini önemli ölçüde artırabiliyor, ortaya çıkan tehditlere kolayca uyum sağlayabiliyor ve siber olayların etkisini en aza indirebiliyor.
İlgili Haberler
>>Veri Koruma Trendleri Raporuna Göre İş Kesintilerinin 1 Numaralı Nedeni Siber Saldırılar