Mighty DOOM, top-down shooter türünde bir oyun. Basit tabirle, yukarıdan göstermeli ve sürekli hareket ederken bir yandan da ateş etmeniz gereken bir aksiyon oyunu. Eğer hareketsiz kalırsanız, öldünüz demektir!
Mighty DOOM, Doom Eternal’da gördüğümüz Doom Slayer oyuncağını (Mini Slayer) başrole alıyor. Cehennem yaratıkları, Mini Slayer’ın evcil tavşanı Daisy’yi kaçırıyor ve Slayer da bunun bedelini ödetmek için yollara düşüyor (Adama zaten yaratık öldürmek için bahane lazım!).
Öncelikle Doom’un mobil platformlardaki geçmiş maceralarına kısaca göz atmak gerekirse…
Geçmişte Doom RPG serisi ve Doom 3 temalı mobil oyunlar görmüştük. Hatta John Carmack, Doom 4 öncesinde bir tane daha mobil oyun yapmayı düşünüyordu, ama bu oyunu görme şansımız olmamıştı.
RPG serisi, oynanışı ve mini hikâye detaylarıyla ilgi çekici bir oyundu. Doom Resurrection ise, grafikleriyle dikkat çeken bir yapım olmuştu. Sırf mobil Doom oyunlarını oynayabilmek için 2 tane iPod Touch almıştım. Ne güzel günlerdi…
Tabii daha sonra hem fan yapımı haritalar hem de klasik oyunların resmi portları geldi mobil platformlara.
Konu, bir Doom oyunu olduğunda, tahmin edeceğiniz üzere hikâye detayları pek önemli değildir. Elinizde silah varsa, yapılması gereken bellidir!
Bethesda, bu oyunu tanıtırken “Doom animasyon evreni” tabirini de kullandı. Bu da Doom temalı farklı yapımların da gelebileceğinin en önemli işareti.
Geliştirici koltuğuna baktığımızda, Alpha Dog Games’i görüyoruz. “Doom temalı bir oyun yapmak her zaman hayalimizdi” diyen yapımcılar, bakalım ortaya nasıl bir iş çıkarmış?
Oyunla tanışma aşaması…
Mighty DOOM, aslında yıllardır bilinen bir proje. Bazı ülkelerde, henüz bitmemiş versiyonlarının indirilip oynanabildiğini görmüştüm. Pek çok APK dosyası indirmiş olsam da şahsen oyunu açmayı başaramamıştım. Eh, kısmet tam sürümeymiş.
Oyunu ilk kez açtığımda, Bethesda ve Alpha Dog Games logolarıyla karşılaşmak garibime gitti doğrusu. Her ne kadar geliştirici koltuğunda farklı bir isim olsa da, bu bir id Software markası ve id logosu da olmalıydı. Bethesda burada benden ilk eksiyi aldı.
Sonrasında, herhangi bir açılış videosunun olmaması ve hikâyeye dair görsel ya da yazılı detaylara yer verilmemeside hoşuma gitmedi.
Tamam, denildiği gibi, Doom oyunlarında hikâye çok da önemli değildir, ama bu kadar da değil yahu!
İlk silah ve ilk yaratık derken…
İlk dakikalar, alışma süreci olarak görülebilir. Buna uygun şekilde bölüm tasarımları ve yaratık tipleri de zorlayıcı değil. Zaten dikdörtgen bir kutunun içinde sürekli dolaştığınızı ve bir yandan mermilerden kaçarken bir yandan da rakiplerinizi ortadan kaldırmaya çalıştığınızı düşünün. Hatta ben, yaratıkları değil de mermileri takip ederek hareket ediyorum. Böylesi daha kolay bence.
Oynanış şeması aynen böyle. Bölümler ilerledikçe daha da hızlanmanız gerekiyor ve karşılaştığınız düşmanlar zorlaşıyor. Doğal, beklenen bir süreç.
Mighty DOOM, toplamda 9 ana bölümden oluşuyor. Beşinci ana bölümü saymazsak, her ana bölümde toplamda 40 bölüm var. Tabii boss’lar da var. Bu boss’ların birçoğunu kolaylıkla alt edebilirsiniz. Önemli nokta ise, nereye doğru saldırı gerçekleştireceklerini önceden tespit edip hızlı hareket edebilmek.
Tabii yaratıklardan düşürdüğünüz item’lar, Glory Kill yaptıkça aldığınız puanlar, patlamalar ve dahası için detaylı bir sistem kurulmuş. Hem karakteriniz hem zırhınız hem de silahlarınız için geliştirmeler yapabiliyorsunuz.
Beşinci ana bölüm, LP’nin deyimiyle oyunun “Kahır Bölümü” olabilir
Beşinci ana bölüme adım attığınızda, burada toplamda 20 bölümün olduğunu görüyorsunuz, ama…
Her bölümde 5 kez yaratık akınları gerçekleşiyor ve her akında daha kalabalık ve güçlü bir şekilde saldırıyorlar. Bir de boss dövüşlerini eklediğimizde, en ufak dikkatsizliğiniz sonucunda tüm emeğiniz çöpe gidebiliyor.
Diyelim ki bir kez öldünüz…
Karşınıza bir ekran çıkıyor. Oyuna kaldığınız yerden devam edebilmek için ya bir reklam izlemelisiniz ya da enerji item’larınızdan harcamalısınız. Bunu yaptıktan sonra oyuna devam edebiliyorsunuz, ama tekrar ölürseniz bu kez macera bitiyor.
Tabii bu bahsettiğim, ücretsiz deneyim süreciyle ilgili. Gerçek para ödeyerek hem enerji kristalleri hem de daha fazlasını alabilirsiniz. Ben almadım şahsen.
Silahlar, Doom silahları!
Oyuna otomatik tüfekle başlıyoruz. Buna ek olarak kısa süre sonra roket alabiliyoruz. Bölüm geçtikçe diğer silahlar ve geliştirme seçenekleri de açılıyor. Hemen her bölümde, silahların farklı atış modlarını seçerek yıkım gücümüzü artırabiliyoruz.
Oyun, sürekli kullanabileceğiniz ana silah olarak 1 tane silah slotu sunuyor. Belli sürelerde kullanabilmeniz için roket ya da süper shotgun var. Bir de daha uzun aralıklarla kullanabileceğiniz efsane silahlar var, ki onlar da BFG, testere ve Crucible kılıcı olarak boy gösteriyor. Bunlardan da bir tanesini seçip geliştirebiliyorsunuz.
Ne gerek vardı gerçek paraya?
Mighty DOOM, ücretsiz olarak indirilebilen ve oynanabilen bir oyun. Tabii imkânlar sınırlı olmak kaydıyla. Oyun içinde gerçek parayla satın alabileceğiniz pek çok eşya var. Bu eşyalar sayesinde kısa sürede çok güçlü bir konuma gelebilir ve oyunu tamamlayabilirsiniz. Ya da…
Hiç para ödemeden yol alabilirsiniz, ama bu daha uzun ve zahmetli bir yol anlamına geliyor. Zaten her 3-4 deneyimin ardından enerji barınız bitiyor ve tekrar dolması için dakikalarca beklemeniz gerekiyor.
Can sıkan bazı hatalar da var
Diyelim ki mermilerden kaçarken haritanın kenarına yapıştınız ve oradan ateş ediyorsunuz. Harita kenarındayken roket ateşlerseniz, bazen roketin gitmediğini, haritaya takılıp kaybolduğunu göreceksiniz.
Diyelim ki oyuna kısa süre ara vermek istiyorsunuz. Pause yaptınız ve ardından telefon ekranınızı kapatıp başka işlerinizle ilgilendiniz. Tekrar vakit buldunuz ve kaldığınız yerden devam etmek istiyorsunuz. Ama o da ne? Kocaman, siyah bir ekrandan başka bir şey yok. Evet, oyun donabiliyor. Neyse ki uygulamayı tamamen kapatıp açtığınızda, kaldığınız bölümü oynamanıza imkân sunuluyor.
Toparlamak gerekirse…
Mighty DOOM, genellikle keyifli deneyimler sunabiliyor. Oynanış sistemine kısa sürede alışabiliyorsunuz. Güçlü silahlarınız var. Müzikler, ana oyunlardan yola çıkılarak hazırlanmış ve keyifli. Keşke hikâye sunumu tarafında da bir şeyler olsaydı ve daha iyi görsel detaylar sunulsaydı. Şu anki haliyle biraz basit duruyor doğrusu.
Ayrıca, oyunun “ücretsiz deneyim” tarafına yönelik biraz daha eli bol davranmasını beklerdim. Sonuçta bir mobil oyundan söz ediyoruz ve oyun içi eşyalar için yüzlerce lira ödemelerin yapılması mantıklı gelmiyor. Bu bir AAA oyun değil ki böyle paralar ödeyelim? Yine de, her gün eklenen farklı görevler sayesinde (Events) daha hızlı seviye atlayabilir, silah geliştirmeleri yapabilirsiniz.
Yetkililer, yanlış görmediysem “Season 1” ibaresini de kullanmıştı. Demek ki bu oyun için başka içerikler de düşünülüyor.
Not: Oyunu Android platformunda deneyimledim.
İlgili Haberler
>> The Last of Us PC Sürümü Büyük Hayal Kırıklığı Yarattı, Dalga Konusu Oldu!