Dünya Sağlık Örgütü, iki yıl içinde ikinci kez küresel çapta acil durum çağrısında bulundu. Bu kez konu koronavirüs değil, son dönemde giderek yayılan Monkeypox, yani Maymun Çiçeği virüsü. İşte detaylar.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, gerçekleştirilen acil toplantı neticesinde, son dönemde sıklıkla gündeme gelen Maymun Çiçeği virüsü sebebiyle küresel çapta acil durum çağrısında bulundu.
İlk Maymun Çiçeği vakası, aslında 1970 yılında, o zamanki adıyla Zaire’deki (Günümüzde Kongo Demokratik Cumhuriyeti) bir çocukta rapor edilmişti. Günümüze yakın zamana kadar da ufak sayılarla gözlemlenen bu virüs, artık daha büyük kapsamda ve pek çok farklı ülkede görülmeye başlandı. Şu anki enfeksiyon, eskisine kıyasla daha farklı, kişiden kişiye kolaylıkla bulaşabiliyor ve bu da salgının boyutunu büyütüyor.
Iflscience-com sitesindeki bilgiler, 22 Temmuz itibarıyla elde edilen veriler neticesinde, 16 binden fazla Maymun Çiçeği vakasının rapor edildiğini gösteriyor ve bu şikayetlerin büyük bir kısmı Avrupa ülkelerinden gelmiş. Enfeksiyonların büyük bir kısmının sebebi olarak ise, erkek erkeğe yakın ilişkiler gösteriliyor. Öte yandan, bu virüsün herhangi bir yakın temas yoluyla bulaşabileceği de ifade ediliyor. Detaylar için buraya göz atabilirsiniz.
Bir süre önce Türkiye’de de ilk Maymun Çiçeği vakası görülmüştü
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, 30 Haziran 2022 itibarıyla Twitter hesabından şu paylaşımı gerçekleştirmişti:
“Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. BİLİNDİĞİ GİBİ, bu hastalık solunum yoluyla değil, yakın fiziksel temasla bulaşıyor.”
Maymun Çiçeği virüsünün belirtileri arasında yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı ve halsizlik gibi göstergeler var. Yüzde ya da vücudun bazı bölgelerinde döküntülü yaralar oluşabiliyor ve hastalığın 2 hafta ile 3 hafta arasında bir sürede geçtiği bildiriliyor.
Aslına bakarsanız koronavirüs sebebiyle son yıllarda “sosyal mesafe” kuralları daha ön planda ve tokalaşma, sarılma gibi eylemler bile pek tercih edilmiyor. Görünüşe göre bu tip eylemlere bir süre daha ara vermek, hem kişisel sağlığımız hem de aile ve arkadaş çevremiz için önem arz ediyor.
Öte yandan, toplu taşımalarda ve kapalı mekânlarda maske takmayı, gerekmedikçe kalabalık ortamlarda bulunmamayı ve her fırsatta ellerimizi bol suyla yıkamayı ihmal etmemeliyiz.
İlgili Haberler
>> Apple Watch Pro Sürpriz Bir Tasarımla Gelebilir! İşte Detaylar