Yaklaşan Bilimsel Tsunami yakın zamanda her şeyi değiştirecek. Tsunami dalgasından birçok kişi ve kurum da etkilenecek. Bilimsel Tsunami’ye hazırlıklı olanlar, riskleri göğüsleyip, tehditleri fırsata dönüştürecek.
Gelecek trendlerini araştıran düşünce kuruluşu GelecekHane, özellikle son yıllarda bilimsel gelişmelerin artan etkisi ile yaklaşan Bilimsel Tsunami nin hayatımızı nasıl etkileyeceğine dikkat çekiyor. Bilimsel Tsunami ye hazırlıklı olanlar riskleri azaltıp, tehditleri fırsata dönüştürebilecek.
Çağımızın teknolojilerine bilimsel devrimler ön ayak oldu
Bilim tarihinde, genel olarak önce teorik altyapıların oluştuğu, sonra bu altyapıların mühendisler tarafından uygulamalara dönüştürüldüğü görülüyor. Eski çağlarda teoriden uygulamaya geçebilmek bazen yüzyılı bulabiliyordu. Örneğin; Sir Isaac Newton, 17. yüzyılda günümüzde klasik mekanik olarak bildiğimiz teorinin temellerini attı. Böylece artık hareket eden nesnelerin matematiksel bir yapısı kurulmuş oldu. Mekanik ve termodinamik alanlarının ilerlemesi ve Avrupa’da gerçekleşen aydınlanma sürecinde artan bilimsel araştırmalar ile 18. yüzyılda ilk buhar makinaları yapıldı ve bu da sanayi devrimini tetiklemiş oldu. Sanayi Devrimi’nin bilim açıdan bir dönüm noktası olduğu söylemek mümkün.
Sanayi Devrimi, üretimin mekanize olmasıyla beraber bilimsel ilerlemeye oldukça bağımlıydı ve artık firmalar bilim insanlarına kaynak sağlamaya başlamıştı. Daha önce parmakla gösterilecek sayıda bilim insanı ve araştırılan konu varken, bu dönemde dünyayı değiştirecek yeni bilim alanları ortaya çıkmaya başladı. Maxwell, Ampere, Lorentz gibi bilim insanları elektromanyetik teoriyi geliştirdiler ve insanlığa elektrik gibi büyük bir beceri kazandırdılar. Bu beceriler Edison, Tesla gibi mühendisler tarafından yavaş yavaş aygıtlara dönüştürüldü. Sonrasında Planck, Boltzmann, Schrödinger, Einstein, Dirac, Bohr gibi adları saymakla bitmeyecek birçok bilim adamı bilime yeni devrimler getirdiler. Bu devrimler yarı iletken teknolojisi gibi çağımızın kilit teknolojilerine ön ayak oldu.
Bilimsel Tsunami hakkında görüşlerini açıklayan GelecekHane’nin Kurucusu Halil Aksu, “19. yüzyıldan sonra teoriden uygulamaya geçiş gittikçe hızlanmaya başladı. 21. yüzyılda ortaya çıkan yepyeni teoriler ise ancak 5-10 yıl gibi bir zaman diliminde uygulanabilir hale geliyor. Eski çağlarda önemli bilim adamları oldukça az sayıdayken, günümüzde herhangi bir alan için tek bir isim verebilmek neredeyse imkânsız hale geldi. Artık bilimsel problemler çok daha spesifik ve her alan yüksek uzmanlık ve interdisipliner çalışma gerektiriyor. Örneğin, medikal bir teknoloji için optikçi, kimyacı, elektronikçi ve doktor gibi multidisipliner bir araştırma ekibi gerekebiliyor” dedi.
“Şirketlerin bilim insanlarıyla işbirliği içinde olması gerekecek”
Geçmişte 2-3 kişinin ismiyle makaleler yayınlanırken artık LHC, LIGO gibi dev araştırma projeleri sayesinde 5000 isimli makaleler çıkarılabildiğine değinen Aksu, “İnsanlığın yıllık bilimsel çıktısı üstel bir hızla artıyor ve yaklaşık 9 yılda bir iki katına çıkıyor. Tüm bunlar yakın bir zamanda aynı buhar makinasının icadı veya yarı iletkenlerin icadı gibi büyük bir değişime yol açacak. Bilimsel gelişmenin çok hızlı yaşandığı günümüzde, şirketlerin takip edebileceği stratejilerden birisi olarak, faaliyet alanlarıyla ilgili çalışmalar yapan bilim insanlarıyla işbirliği yapmalarını ve hatta araştırma-geliştirme yapmak için kendi bünyelerinde bilim insanlarına yer vermelerini öneriyoruz. Bu yaklaşım dünya çapında birçok büyük şirket tarafından sergileniyor. Örneğin Facebook Yapay Zekâ araştırmalarını yönetmesi için New York Üniversitesi profesörü Yann LeCun ile çalışıyor. Buna benzer stratejiler üretmek kurumların geleceğe hazır olabilmeleri için hayati önem taşıyor. GelecekHane olarak, geliştirdiğimiz stratejilerle şirketlerin gelecekteki tehditlere karşı hazırlıklı olmalarını sağlıyoruz. Bu noktada bilimsel tsunamiye hazırlıklı olmak isteyen tüm kurumların yanındayız.’’dedi.