1 Nisan 2016 tarihi ile hayatımıza giren 4.5G mobil dünyanın yüzünü güldürse de bu teknolojiyi tam anlamıyla hıza çeviremiyoruz.
Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone vasıtasıyla kullandığımız 4.5G hızları şimdilerde akıllı telefon kullanıcılarının yüzünü güldürse de sunulan maksimum hızların yanlarına bile yaklaşmak mümkün olamıyor. Şehir merkezlerinin yoğun semtlerindeki bağlantıların iyi ve başarılı seviyelerde olduğunu söylemeliyiz fakat bu durumun şimdilik kısıtlı bir bölge de sınırlı kaldığını da belirteyim.
Hız sorunun başlıca nedenlerinden bir tanesi Fiber altyapı konusundaki yetersizliğimiz. Bu yetersizlik yavaş yavaş hissedilmeye başladı ve önümüzdeki yıllarda daha da fazla hissedilecek. Eğer havada yüksek hızda bağlantı imkanı sunacaksanız bunun yer altında da karşılığı olması gerekiyor. Çünkü 4.5G iletişimi her ne kadar havadan transfer işlemi yapıyor gibi gözükse de sonuçta bir yerde yer altına iniyor ve fiber kablolar üzerinden yoluna devam ediyor.
Mobil cihazlarımız üzerinde bulunan 4.5G modemlerin hızları kategorilerine göre belirleniyor. Kategori’lerin destekledikleri hızlara baktığımızda; Cat 4: 150 Mbps indirme, 50 Mbps yükleme Cat 6: 300 Mbps indirme, 50 Mbps yükleme Cat 7: 300 Mbps indirme, 100 Mbps yükleme Cat 9: 450 Mbps indirme, 50 Mbps yükleme Cat 10: 450 Mbps indirme, 100 Mbps yükleme.
Hal böyle iken 4.5G üzerinde stabil olarak 300 – 400 Mbps’ları 100 Mbps hızları her yerde görmemiz mümkün değil. Tabii ki özel alanlar var ve bu alanlarda en yüksek hızı görmenin mümkün kılınmış durumda. Ama bunu en azından Türkiye’nin yüzde 25-30’una yaymamız gerekiyor. Bunun da ucu fiber yatırımlara bağlı.
Yazımın başlığında da söylediğim gibi “4.5G’nin Karşılığı Yer Altında Yok!”. Türkiye’deki döşenmiş Fiber Optik kablo rakamlarına baktığımızda pek iç açıcı bir senaryo ile karşılaşmıyoruz. Hali hazırda 278 bin km’lik bir fiber ağımız bulunmakta. Bu ağın 218 bin km’si Türk Telekom’a ait. Fiber ağı büyüklüğü Güney Kore’de 574 bim km, Protekiz’de ise 545 bim km uzunluğunda. Bu rakamları vermemin amacı ülkelerin gelişmişliğini göstermek değil. Sadece yüz ölçümü açısından ülkeler arasındaki farklılıkları ve buna karşılık fiber yatırımlarını öne çıkarmak.
Güney Kore’nin yüz ölçümü 100 bin km2, Portekiz ise 92 bin km2. Türkiye’ye baktığımızda ise 783 bin km2’lik bir yüz ölçümüne sahip olduğunu görüyoruz. Karşılaştırma yaptığımız da fiber açısından Portekiz seviyesine gelmemiz için 4 milyon 650 bin km fiber ağa sahip olmamız gerekiyor ki bu şimdiler de imkansız. Tabii ki bir de Türkiye’nin coğrafi konumu ve nüfus yapısının bu konuda uzmanlarca hesaplanması gerekiyor.
Benim yaptığım kabaca hesaplarda Türkiye’nin şimdilerde en az 1 milyon km’lik fiber altyapıya ihtiyacı var. Bu alt yapının 2023 yılına kadar 1.5 milyon km seviyelerine çekilmesi gerekiyor. Eğer bu alt yapıya sahip olmazsak 2023’de bırakın 5G’yi 4.5G’yi bile zor kullanırız.
Altyapı Yatırımlarının Arttırılması Şart!
Altyapı yatırımları konusunda yetersiz kaldığımız söylenebilir. Bu konuda tarafların şimdiye kadar savunmalarının yetersiz olduğunu söylemeliyim. Tabii ki Türk Telekom dışındaki oyuncuların büyük bir çoğu ortak kullanım konusundaki düzenlemelerin değiştirilmesini istiyor. Bu konudaki fiyatların Avrupa’ya göre yüksek olduğunu görüyoruz ve BTK’nın bu konuda bir şeyler yapması şart gibi. Fakat diğer yandan bu firmaların’da yatırımlarına hız vermesi şart. Hep desteği birilerinden beklemeyeceksin. Yukarıda sizlere gösterdiğim rakamlar ortada. Daha yolun çok başındayız ve altyapı yatırımları yapmazsak gün yüzüne çıkamayacağız.
Ortak Altyapı Şirketi
27 Temmuz 2016 günü Turkcell Superonline, Vodafone, Türksat ile Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği üyesi şirketler aldıkları ortak kararla bir ortak altyapı şirketi kurmak için görüşmelere başladıklarını açıkladı. Fakat şimdilerde şirket kurulmuş değil ve bu konuda fazla yol kat edilmiş gibi gözükmüyor. Bu konunun yavaşlamasının bir sebebi de ülkemiz gündeminin fazlaca yoğunluğundan kaynaklanabilir. Eğer bu firmalar kısa sürede kendi kazançlarını düşünmeden toplum yararına hareket ederlerse gelecekte bir şeyler değişebilir. Tabii ki bunlar temennim, bu ortak altyapı şirketini ilk meyvelerini sanıyorum 2018 veya 2019 yılında göreceğiz. İnşallah o zamana kadar iş işten geçmiş olmaz.
5G Herkesin Ağzında
Şimdilerde bir moda oldu ve neredeyse sektörümüz içerindeki herkes 5G’den bahsediyor. Tabii ki 5G güzeldir, hoştur. Fakat önce si 4.5G’nin bir hakkını verin ardından 5G’yi de konuşuruz 6G’yi de 7’yi de. Tabii ki birçok firma 5G standartları konusunda tedirgin ve kendi kullandığı veya kullanacağı standartların benimsenmesi konusunda ısrarlı. Yaptıkları yatırımların yerini bulması için 3-4 tane grup kurulmuş durumda. Şimdilik IoT firmaları ağırlığında olan bu grupların üniversiteler ve teknoloji geliştiren firmalar ile çalıştığını görüyoruz. Bu çalışmalar sonucunda 2020 yılında 5G standartlarının tamamlanması ve testlere başlanılması ön görülüyor.
Fiber Altyapı Olmazsa 5G Fos Çıkar
Eğer Türkiye fiber altyapı çalışmalarına hızlı bir şekilde devam etmese 5G’den birçok kişi umduğunu bulamayabilir. Ne sürücüsüz araç sahibi olabilir ne de akıllı şehirler de yaşadığımız anlayabilir. Uzun lafın kısası havadaki hızın yer altında da karşılığının olması gerekiyor. Eğer bu karşılığı verebilirsek gelecek yıllarda değmeyin keyfimize. Yatırım şart!