Microsoft’un yeni CEO’su Satya Nadella’nın ‘Cloud First Mobile First’ vizyonunu açıklar mısınız?
Satya Nadella’nın geldikten sonra çizmiş olduğu ilk vizyonu olarak açıklayabiliriz. Biz bunu Bulut Bilişim ve mobilitenin öncü olması şeklinde yorumluyoruz. Günümüzde bu tarz kavramları çok daha fazla konuşuyoruz. Şu an BT dünyasında 4 ana trend var. Bunlar; bulut bilişim, mobilite, büyük veri ve sosyal ağlar. Bunlar arasında bulut bilişim ve mobilite farklı bir öneme sahip.
Mobil dünyaya baktığımızda cihazların günden güne hayatımızda daha fazla yer almaya başladığını görüyoruz. Telefonlar, tabletler hatta nesneler interneti kapsamında kullanılan sensörlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu tarz cihazların hayatımıza girmesi demek, mobil cihazlar üzerinden sunulan servislere olan talebin artması anlamına geliyor. Genelde mobil dünyadaki cihazların kullanım şekilleri çok tahmin edilebilir değil. Çünkü sosyal dünyaya baktığınızda, bir yerde bir haber çıktığında oraya yoğunlaşıyoruz. Hemen arkasında farklı bir yere yoğunlaşıyoruz. Veya bir şirket internet üzerinden kampanya yapıyor ve o gün milyonlarca insan talebi yaratırken yarın işler farklılaşabiliyor. Dolayısıyla mobil dünyada çok büyük bir talep var ama bu talebin nereden ve nasıl geleceği belli değil. Bunu da en iyi şekilde karşılayabilecek teknoloji bulut. Çünkü bulutta her şeyi ihtiyaca göre ayarlayabiliyorsunuz. Bu iki trend el ele BT’yi ilerleten, BT’yi daha fazla iş dünyasına ve kullanıcıların hayatına girmesini sağlayan iki önemli kavram. Bulut ve mobilin Microsoft’un vizyonunda da çok önemli bir yere sahip olduğunu söylemeliyim. Biz de bütün ürün ve servislerimizi bu iki trend üzerine şekillendiriyoruz.
Microsoft olarak iş dünyasında mobil kullanımı hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu konuda Microsoft kendini nerede konumlandırıyor?
Mobil kullanımın günden güne arttığını söylemeliyim. Biz her geçen gün yeni projeler duyuyoruz. Zaten hali hazırda çok yoğun kullanım var ve bu kullanım üzerine müşterilerimiz yeni uygulamalarını da mobil üzerine taşıyorlar. Elbetteki bu durumun müşterilerimiz açısında büyük bir kolaylık sağladığını gözlemliyoruz. Her zaman her yerde çalışabilme kavramı günden güne yayılıyor.
Ama burada önemli olan, bu işin güvenilir ve yönetilebilir olması. Bu konuda geliştirdiğimiz Enterprise Mobility Suite adında bir ürünümüz var. Bu ürün işin hem yönetimini yapıyor hem güvenliğini sağlıyor. Tek bir yerden doğrulama yapabildiği için, kullanıcı her hangi bir cihazda bu doğrulamadan sonra farklı uygulamalara çok rahat erişebiliyor. Şirket bilgisini ve özel bilgileri ayırabiliyoruz. Bu da çok önemli, çünkü kişisel bir cihaz kullanıldığı için insanlar özgürlük istiyorlar. Bu noktada şirket bilgisini ayırıp, koruyoruz. Diğer bilgilere hiçbir şekilde karışmıyoruz. Tek bir cihaz üzerinde hem şirket hem de kişisel verileri doğru bir yerde yer almasını sağlıyoruz.
Microsoft olarak kurumsal bilginin güvenliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Microsoft için şeffaflığının önemi nedir?
Bütün dünyada çok büyük veri merkezleri inşaa ediyoruz. 100’ün üzerinden veri merkezi var. Bu veri merkezlerinde kullandığımız teknolojiler, uyduğumuz standartlar bir çok şirketin kendi başına yapamayacağı derecede. Şeffaflık, denetlenebilme, standartlara anında uyabilme, güvenilirlilik… Microsoft bu noktalara çok büyük yatırımlar yapıyor. Her ülkede bu konularla uğraşan özel çalışma arkadaşlarımız var. Trustedcloud adında özel bir web sitemiz var. Microsoft’un buradaki vaadi; her türlü veri müşterinindir, her türlü şekilde verisini şifreleyerek buraya koyabilir. Hükümetler arası konularda da Microsoft ılarak şeffaf olmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla sunduğumuz uygulamaların sahip olduğu en üst seviye şeffaflık, müşteriden izin almadan her hangi bir aksiyona geçmeyecek şekilde verileri yönetmeye çalışıyor.
Gelişen trendler doğrultusunda, yeni iş modelleri hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Yeni trendleri siz de internetten takip ediyorsunuzdur muhtemelen. Örneğin Airbnb, Uber… Arabası yok ama dünyanın en büyük taksi şirketi. Bunlara ‘Distriactive Change’ deniliyor. Farklı bir alanı yok etmiyor ama o alanı resmen değiştiriyor. Bunun altındaki en büyük etken BT. Bulut bilişim olmadan önce pazarda bu tip yatırımların yapılmasının bir bedeli vardı. Şimdi bu bedel ortadan kalkmış durumda. Şu an en ufak bir şirket bile, bulut bilişim üzerinden BT kaynaklarına hemen ulaşabiliyor ve küçük ölçekli olarak da başlayabiliyor. Eskiden bu böyle değildi. Çok ciddi planlamaların yapılması gerekiyordu, yatırımcıların bulunması gerekiyordu… Bu süreç nereden bakarsanız seneler boyunca sürüyordu. Şimdi ise günler mertebesinde. Fikri olan bir kişi, o fikri hayata geçiriyor, tutarsa büyütebiliyor. Dolayısıyla ortada artık bir bariyer kalmadı. Bu da büyük şirketlerin rahatlık lüksünü ortadan kaldırıyor. Artık onlar da çevik olmak zorundalar. Yeni iş modellerine baktığımız zaman küçük firmalar çok hızlı gelişebiliyor, liderler ise kendilerini daha az rahat hissediyorlar.