Toyota, yeni C-HR+ modeliyle tamamen elektrikli araç pazarında kendine yer açıyor. Şirket, daha önce kullandığı “beyond Zero” (bZ) markasını bırakma kararı alarak, yeni modelini doğrudan C-HR serisinin bir parçası olarak konumlandırıyor. Ancak isimlendirme tercihi, aracın tam elektrikli bir model olduğunu yeterince vurgulamakta ne kadar başarılı olduğu konusunda bazı soru işaretleri yaratıyor.
Tasarım açısından bakıldığında, C-HR+ standart C-HR ile büyük benzerlik taşıyor. Ancak boyutları önemli ölçüde büyütülmüş ve dingil mesafesi uzatılmış durumda. Bu sayede, yolcular için daha geniş bir iç hacim sunulurken, bagaj hacmi de 416 litreye çıkarılmış.
Yeni model, Toyota’nın e-TNGA platformunu kullanıyor ve aslında standart C-HR yerine bZ4X ile daha fazla ortak noktaya sahip. Araç, iki farklı güç aktarma organı seçeneğiyle sunuluyor. Arkadan itişli versiyon, 57,7 kWh bataryaya sahip olan modelde 165 beygir gücü üretirken, daha büyük 77 kWh batarya seçeneğiyle bu güç 221 beygire çıkıyor. Dört tekerlekten çekişli versiyon ise yalnızca 77 kWh batarya ile geliyor ve çift motorlu sistem toplamda 338 beygir gücü üretiyor. Toyota, bu modelin tam şarjla 600 km’ye kadar menzil sunabileceğini belirtiyor, ancak henüz tüm versiyonlar için kesin veriler paylaşılmış değil.
Şarj süreleri hakkında detaylı bilgiler verilmiş olmasa da Toyota, C-HR+’ın 150 kW’a kadar DC hızlı şarj desteğine sahip olduğunu açıkladı. Bu, aracın hızlı şarj istasyonlarında kısa sürede bataryasını doldurabileceğini gösteriyor.
İç mekan, dijital gösterge paneli ve standart olarak sunulan 14 inçlik merkezi ekran ile modernleştirilmiş. Ancak, Toyota’nın fiziksel klima kontrollerini kaldırarak tüm ayarları dokunmatik ekrana entegre etmesi, kullanım açısından bazı sürücüler için zorluk yaratabilir. Vites kolu daha küçük bir tasarıma sahipken, panoramik tavan ve iki adet kablosuz şarj pedi gibi ek özellikler de sunuluyor.
Toyota, C-HR+ modelini 2024’ün sonuna kadar belirli Avrupa pazarlarında satışa sunmayı planlıyor. Ancak kıtanın diğer bölgeleri için lansmanın 2026 yılına kadar uzayabileceği belirtiliyor. Elektrikli araç pazarındaki rekabetin hızla arttığı bu dönemde, aracın sunduğu gelişmiş menzil, güçlü AWD seçeneği ve modern tasarımıyla ilgi çekmesi bekleniyor. Ancak, Toyota’nın dokunmatik ekran odaklı iç mekan tasarımı ve isimlendirme stratejisi konusunda kullanıcıların nasıl bir tepki vereceği merak konusu.