Dev asteroit, insan yaşamı için ciddi tehlike anlamını taşıyor. İşte bilim insanlarının araştırmalarına göre potansiyel tehlikenin detayları…
Uzay, yıllardır insanoğlu için hem gizem hem de bir nevi korku anlamını taşımakta. Gizemli olması, keşfetme isteğini artıran bir faktör. Biliyorsunuz, yıllardır yaşanabilir farklı gezegenler aranıyor, farklı bir yaşam türünün olup olamayacağı araştırılıyor ve en önemlisi de uzaylı ırkların gerçekliği tartışılıyor…
Tabii tüm bu detaylar, karşımıza çeşitli eğlence yapımlarıyla da çıkıyor. Filmlerden tutun da video oyunlarına kadar pek çok çalışma mevcut. Uzay ile ilgili felaket senaryoları düşünüldüğünde, akıllara genellikle Bruce Willis’in Armageddon filmi gelir. Bu filmde, devasa bir gök taşının gezegenimize yaklaştığı ve çarpması sonucunda tüm insanlığın büyük ihtimalle yok olacağından söz ediliyor.
Neyse ki şu an böyle bir felaket ihtimali yok, ama önümüzdeki yıllarda işler değişebilir. Nasa, yakın zamanda birkaç açıklama paylaştı ve bunlar gerçekten dikkat çekici açıklamalar.
Daily Record’ta yer verilen bilgilerde, Dünya’ya yaklaşmakta olan toplamda 18 asteroitten söz ediliyor. Bunlardan 17 tanesi, nispeten ufak sayılabilecek ve tehlikeli görülmeyen asteroitler. Ama bir tanesi var ki (2021 NY1), boyutlarının Amerika’daki Özgürlü Anıtı’ndan (Toplamda 93 metre yüksekliğinde) daha büyük olduğu ve Dünya’ya yakın bir mesafeden geçeceği belirtiliyor. Yani dev asteroit , muhtemelen çarpmadan, yakınlardan geçip gidecek.
Ama… Bir süredir bizi tehdit eden bir gök taşı da var. İsmi ise, Bennu.
Bennu ismi verilen devasa asteroit, 1999 yılından beri Nasa’nın takip ettiği bir cisim ve o zamandan beri insan hayatı için “potansiyel bir tehlike” olarak kabul ediliyor. Yetkililer, asteroitin günümüz ile 2300 yılı arasındaki bir günde Dünya’ya çarpma ihtimalinin olduğunu ifade ediyor. Yine de, şu an çok da korkulacak bir durum yok.
Güneş Sistemi’nin en büyük gök taşlarından bir tanesi olarak kabul edilen Bennu’nun, bilim insanlarının araştırmalarına göre, Dünya’ya çarpma ihtimali 2700’de 1. Bir de, 24 Eylül 2182’de bu gök taşı ile ilgili insanlığı tehdit edebilecek gelişmelerin yaşanabileceği düşünülüyor.